"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 114 ada 6 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı adına tescil edildiğini, davacının 2006 yılında taşınmazı arazi satış sözleşmesi ile haricen taksitle satın aldığını, 2006 yılından bu yana taşınmaza davacının zilyet olduğunu, davalı...'nun ... Kaymakamlığı İdari Kurulu Bürosuna 31/07/2009 tarihinde 3091 sayılı Yasa gereğince davacıyı şikayet etmesi üzerine ... Kaymakamlığı İdare Kurulu Bürosunun 10/08/2009 tarihinde 2009/5 sayılı kararıyla şikayetçi...'nun şikayetinde haksız olduğuna karar verildiğini, davalı...'nun ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/394 Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine müdahalenin men'i davası açtığını, 09/03/2012 tarihinde dava değeri itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiğini, davalı Bilal Abidinoğlu tarafından yasal süresinde bu dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine intikal ettirilmemesi nedeniyle Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın temyiz yoluna gidilmemesi nedeniyle 14/05/2012 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın usulsüz açıldığını, 114 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satışının adi senetle mümkün olamayacağını, geçersiz olacağını, iddia edilen paranın murisi...'na ödenmediğini, davacının taşınmazı zapt ederek fındıkları topladığını, davacı bedel ödemiş olsa bile bu bedeli 7-8 yıldır kat-kat aldığını, dava değerine itiraz etmediğini, adi senette yazılı olan 85.000,00 TL değerin gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.03.2018 tarihli ve 2016/85 Esas, 2018/138 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 2. Hukuk Dairesinin 01.03.2019 tarihli ve 2018/1803 Esas 2019/405 Karar sayılı kararı ile yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-a/6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının 25/08/2006 tarihinde arazi satış ilmühaberi ile 114 ada 6 parseli 85.000 TL bedelle davalıdan satın aldığını ve taraflarca tayin edilen satış bedelinin tamamının davalıya ödendiğini, davacının satın aldığı tarih olan 25/08/2006 tarihinden bu yana dava konusu fındık bahçesinin hem fiili maliki, hem zilyedi olduğunu, ... Kaymakamlığı İdare Kurulu Bürosunun 10/08/2009 tarihinde 2009/5 sayılı kararla şikayetçi...'nun şikayetinde haksız olduğundan bahisle verdiği kararda bahse konu fındık bahçesinin ...'a satıldığını tespit ettiğini, Tapu ve Kadastro Müdürlüğünce gayrimenkulün davacı adına kayıt ve tescilinin yapıldığı kanaati ile tarımsal faaliyetleri gereği işlem yapmak için resmi kurumlara müracaat etmesi ile birlikte, aynı zamanda zilyedi de olduğu 114 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu... adına tapuya kayıt ve tesciline yönelik karar verilmiş olduğunu haricen öğrendiğini, kadastro çalışmaları gerçekleştiği sırada taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olduğu için malik hanesinin boş bırakıldığını, Kadastro Kanunu'na göre 10 yıllık süre içinde nizalı taşınmazın tescil işlemlerinin yargı yoluyla sağlanması mümkün olup 10 yıllık süre geçtikten sonra bu talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, Mahkemenin ret gerekçesinin 10 yıl ile ilişkilendirilmesinin yasal izahı olmadığını, tüm tanık ve bilirkişilerin davacının araziyi satın aldıktan sonra hiçbir niza ve fasıla olmaksızın kullandığını, ne Bilal ne de mirasçıları tarafından en ufak bir müdahale ile karşılaşmadıklarını, ... Kaymakamlığının 3091 sayılı Yasa kapsamında davacının zilyetliğini belgelemiş olması, davalıların murisinin davacı aleyhine açmış olduğu davadan kendi rızası ile vazgeçmesi ve kendi rızası ile söz konusu karar kesinleştikten sonra tekrar davacıyı hiç rahatsız etmemesi, hiçbir fındık döneminde toplanan fındık ürününün Bilal'a ya da mirasçılarına ait olduğu yönünde kolluk güçlerine yansıyan en ufak bir ihtilafın bulunmadığı hususu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Yerel Mahkemece reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, yapılan keşif ve uygulamaya göre taşınmazın davalılara ait tapu kaydı kapsamında kaldığının belirlendiği, davacı açısından Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190.maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesinde;
“A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması
mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.”
3402 sayılı Kadastro Kanun'un 13/B-b maddesinde;..." B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına ... tespit olunur. " hükümleri yer almaktadır.
Tapuda kayıtlı taşınmazların satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89'uncu maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120.60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.