Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6188 E. 2023/30 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret- Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası ...'ün 15/12/1983 yılında vefat ettiğini, murisin mirasçıları eşi ..., oğulları ..., ..., ... , ..., kızları ..., ... arasında muhtarlık satış senedi adı altında miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini, mirasçılar arasında düzenlenen miras taksim sözleşmesinde 10 dönüm Gedik ardı mevkii olarak belirlenen taşınmazın, tapuda 114 ada 9 parselde kayıtlı tarla olarak muris adına kayıtlı olduğunu, davacının miras taksim sözleşmesinden bu yana dava konusu taşınmazın zilyedi olduğunu, davalıların bir kısım kök mirasçıdan sonra vefat eden mirasçıların mirasçıları olduklarından dolayı miras taksim sözleşmesi niteliğindeki satış senedinin davalıları hukuki olarak bağladığını ileri sürerek, 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline kararı verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müşterek murisleri baba ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, vefatı ile henüz intikal yapılmadığını, harici taksim sözleşmesine kendisinin de imza attığını, ancak sözleşmenin içeriğini okumadığını, davayı kabul ettiğini, kendisine düşen intikal işlemlerini yapmaya hazır olduğunu, diğer mirasçılar imzaladıktan sonra kendisinin intikal işlemlerini imzalayacağını beyan etmiştir.

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalıların satış senedinden haberleri olmadığını, muhtar senedi şahitlerinin hayatta olmayıp dönemin muhtarının da vefat ettiğini, daha sonraki süreçte azalık yapan bir kaç kişi ile görüşüldüğünde bu durumdan haberdar olmadıklarını söylediklerini, bu belgeye imza atanların beyanlarının alınması gerektiğini, imzaların kendilerine ait olup olmadığının tahlil edilmesi gerektiğini kabul etmemekle beraber bu satış gerçekleşmiş olsa bile 1996 yılında geçen kadastro sürecinde dile getirilerek davacı adına kaydedilmesi yerine, muris üzerinde kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu kaydın askıda kalmış 10 yıllık itiraz süresinin de dolduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 1997 yılında kesinleştiği, dava tarihi itibariyle kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açabilmek için tespitin kesinleştiği gün ile dava tarihi arasında 3402 Sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile ilgili kök murisin mirasçıları ile davacı arasında yapılan satış sözleşmesinin kadastro tespit tarihinden önce olduğuna dair tespitin ne şekilde yapıldığına dair bir açıklama olmadığı gibi, kadastro tespitine dair kadastro tutanaklarının da dosyada mevcut olmadığını, davacı tarafından dava konusu taşınmazla ilgili taksime dair zilyetliğin dinlenen tanık beyanlarında mevcut olduğu üzere kadastro tespitinden sonra dava tarihine kadar devam ettiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine dair kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya içeriğine, toplanan delillere, özellikle 18/10/2019 tarihli kolluk tutanağında davacının dayandığı sözleşmeyi tasdik eden muhtarın kadastro öncesi görev yaptığının bildirilmesi, yapılan keşifte çekişmeli taşınmazın davacının düğünü sırasında diğer mirasçılar tarafından bağışlandığının belirtilmesi ve nüfus kayıtlarına göre davacının evlilik tarihinin 1989 yılında olması gibi olgular değerlendirildiğinde davanın kadastro öncesi hukuksal nedenlere dayalı açıldığı ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının kadastro tespitinden sonra mirasçılar ile arasında harici miras taksim yapıldığı ve fiili olarak devam ettiğinin açık olduğunu, davanın birden fazla sebep ile açıldığını,mirasçılar arasında fiil taksimin yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeden karar verildiğini, davalı ...'ün kabulü hakkında bir karar verilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

12/3. Maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

“Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda Afyonkarahisar ili İhsaniye ilçesi Yukarıtandır köyü çalışma alanında bulunan tarla vasıflı 114 ada 9 parsel numaralı 22.750,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesinde belirtilerek ... oğlu ... adına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 24.07.1997 tarihinde tescil edilmiştir. Dava 02.10.2019 tarihinde açılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere davalı ...'ün kabul beyanının şartlı olmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.