Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6201 E. 2022/8168 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacıya ait olduğunu iddia ederek açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleşme tarihi ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, istinaf mahkemesinin esastan red kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : NİZİP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Gaziantep ili, .... ilçesi, ..... köyü 134 ada 29 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babasına ait olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında usulsüz olarak davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalının bu durumu 20 yıl boyunca gizlediğini ileri sürerek, çekişme konusu taşınmazın babası Mehmet Boz’a ait olduğunun tespiti ile tapu kaydının iptali ile yasal mirasçıları adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Nizip 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli ve 2018/236 E., 2018/141 K. sayılı kararıyla; davacıların iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın kadastrosunun kesinleşme tarihinin 27.11.1992, dava tarihinin 21.06.2018 olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, mahkemece ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama yapılmadan karar verildiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının delil olarak ibraz ettiği Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında davalının eşinin, dava konusu taşınmazın davacı müvekkiline ait olduğuna dair beyan ve ikrarları bulunduğunu, müvekkilinin taşınmazı 20 yılı aşkın süredir kullandığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 18.03.2021 tarihli ve 2021/280 Esas, 2021/362 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının 27.11.1992 tarihinde kesinleştiği, tespitin kesinleştiği 27.11.1992 tarihi ile davanın açıldığı 21.06.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, gerekçesiyle istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3. Değerlendirme

Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 27.11.1992 tarihi ile davanın açıldığı 21.06.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup; Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenle; davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.