"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain davacının babasından kalan 187 ada 105 parsel sayılı taşınmazın güneyinde kalan taş duvarın davalı adına tespit gördüğünü ve yine taşınmazın 28 m2’lik kısmınında davalının adına kayıtlı 187 ada 103 parsel sayılı taşınmaza kaydedildiğini ileri sürererek; belirtmiş olduğu bu yerlerin tapu kaydının iptali ile kendisine ait olan 187 ada 105 parsele eklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu edilen taş duvarın davacının amcası tarafından taşınmazına inşa edildiğini, dava konusu edilen yerlerin kendisine babasından miras kaldığını, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.11.2019 tarihli ve 2018/277 Esas, 2019/430 Karar sayılı kararıyla; davacı tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanlarının dava konusu edilen yerlerin davacıya ait olduğu yönünde olduğu, davacının nizalı yerlerde 20 yılı aşkın zamandır mülkiyet hakkının olduğu, tarafların aynı aileden geldikleri, taşınmazlarının birbirine yakın olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ve 187 ada 104 parsel yönünden; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilmiş toplam 8,43 m²'lik kısmının ve 187 ada 103 parsel yönünden; fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilmiş toplam 17,27 m²'lik kısmının davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına kayıtlı tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 24.03.2021 tarihli ve 2021/306 Esas, 2021/449 Karar sayılı kararıyla; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, bilirkişi raporunda dava konusu 187 ada 104 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 8,43 m², yine dava konusu 187 ada 103 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen 17,27 m² yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin, davacı tarafa ait 187 ada 105 sayılı parselin devamı niteliğinde olduğu, nizalı yerlerde davacının tespit tarihinden geriye 20 yılı aşkın süredir zilyet bulunduğu, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 254,83 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.