Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6241 E. 2023/1281 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmasına karşı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve hak düşürücü sürenin kamu düzeni ile ilgili olup re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkemenin davayı kabul kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine dava dilekçesinde; dava konusu 2008 parselin geldisi olan 1085 parsele uygulanan vergi kayıt miktar fazlasının şerhlerden ari olarak Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın metrekaresi uygun olmadığı için davacının petrol ruhsatı alamadığını, bu durumun çözümü için Kadastro Müdürlüğüne başvurduğunu buradan da sonuç elde edemediğini, uyuşmazlığın yargı yolu ile çözülebileceğine ilişkin cevap aldıklarını, dava konusu taşınmazın iyi niyetli olarak satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, Nevşehir ili, Merkez İlçesi, Güvercinlik köyünde bulunan 2008 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 06/04/2018 tarihli ek raporunda 1 nolu krokide B harfi ile gösterilen 3.436,53 m2'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına aynı ada son parsel olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Mahkeme kararının doğru olmasına rağmen, kararda fen bilirkişisi raporundaki 3 numaralı krokinin esas alınması gerekirken 1 numaralı krokinin esas alınmasının isabetsiz olduğu belirtilerek, kararın kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, dava konusu, taşınmazların öncesi 1085 numaralı kadastro parseli olup, kadastro çalışmaları sırasında senetsizden tarla niteliğinde 622 tahrir numaralı vergi kaydı uygulanarak 2.000 m² yüz ölçümlü olarak 06.08.1978 tarihinde ... ... adına tespit edildiği, tespitin itirazsız 26.01.1979 tarihinde kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği, daha sonra 21.01.2010 tarihinde ifraz sonucu 1899 parselin yol olarak, 1898 parselin ise, kayıt maliki adına tarla niteliğiyle tescil edildiği, ardından satış suretiyle 09.12.2010 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edildiği, 1898 parselin kamulaştırma sonucu yeniden ifraz edilerek 2007 ve 2008 parsellere ayrıldığı, 2008 parselin kayıt maliki adına, 2007 parselin ise yol niteliğiyle İl Özel İdaresi adına tescil edildiği, davacı Hazinenin, kadastro çalışmaları sırasında kayıt malikinin bayi adına olan ve gayrisabit hudutlu 622 tahrir numaralı vergi kayıt miktar fazlası olan 3.450 m²'lik taşınmaz bölümünün Hazineye ait olması gerektiğini ileri sürerek, talepte bulunduğu, Hazinenin bu talebinin özel mülkiyet iddiasına ilişkin olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabii olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 06.08.1978 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise, 13.05.2016 tarihinde açıldığı buna göre 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise de davalı yanın istinaf isteğinin bulunmadığı, istinafa davacı Hazine tarafından başvurulduğu, istinafa gelenin sıfatı göz önünde bulundurulduğundan bu hususun kaldırma sebebi yapılmadığı belirtilerek davacı Hazine vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Dava ve istinaf dilekçelerindeki iddia ve talepler tekrar edilerek kararın bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

Hak düşürücü süre; kamu düzeni ile ilgili olup usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Kamu düzenine aykırılık mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Kamu düzenine aykırılığın tespiti durumunda temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın bozma nedeni yapılmalıdır.

Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 1969 yılı ile davanın açıldığı 2016 yılı arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.