Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6257 E. 2023/2281 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının zilyetlik iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil veya mülkiyet tespiti talep etmesi üzerine, Hazine'nin bu talebe itiraz etmesi nedeniyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro çalışmaları öncesinde dava konusu taşınmaz üzerinde yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğini ispatlaması ve taşınmazın fiili durumunun sulama kanalı niteliğinde olması gözetilerek, yerel mahkemelerin davacı lehine mülkiyetin tespitine ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, Iğdır ili, Karakuyu köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 109 ada 123 parsel sayılı taşınmazın, kadastro çalışmaları sonucunda Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle kanal vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğunu, davacıya murislerinden intikal ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tescilini, olmadığı takdirde mülkiyetin tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı DSİ vekili cevap dilekçesinde, davacının kadastro tespitine itiraz etmemesi nedeniyle kadastronun kesinleştiğini, DSİ'nin 1980 yılında sulama kanalı geçirdiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46. maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının, dava konusu taşınmazın tarım arazisi olduğu, davacı tarafından kanal yapılıncaya kadar kullanımın devam ettiği ancak, kanal geçtikten sonra taşınmazın kullanılmadığı yönündeki beyanları, dava konusu 109 ada 164 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 109 ada 1245 parsel sayılı taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için gereken, tespit tarihinden geriye doğru kanunda belirtilen kazanma süresi ve koşullarının oluştuğu gerekçesiyle mülkiyetin tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili, DSİ kanalı geçmeden önce davacı lehine mülkiyetin bulunduğuna dair dosyada somut kanıt bulunmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı lehine 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinim koşulları oluştuğu ancak, taşınmazın fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek, İlk Derece Mahkemesince mülkiyetin tespiti kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, DSİ kanalı geçmeden önce davacının dava konusu yerde zilyet olduğuna dair somut bir delil bulunmadığını, taşınmazın DSİ kanalı geçmeden önce ve kanaldan sonra Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, sulama kanalları geçmesi nedeniyle taşınmazın toprak yapısının tarımsal üretimde verimli hale geldiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.... Medeni Kanunu’nun 713. maddesi şöyledir:

“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

2.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir:

“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.