"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabülüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesis edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 202 ada 4 parsel ve 180 ada 94 parsel sayılı taşınmazların köyde yapılan kadastro çalışmalarında hatalı olarak davalıların murisleri adına tespit edildiğini, dava konusu taşınmazların babasından miras kalan taşınmazlar olduğunu, 27/12/1982 tarihli taksim sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazların kendisine bırakıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında 180 ada 94 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davasından vazgeçmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2018 tarihli ve 2016/39 Esas, 2018/17 Karar sayılı kararıyla; taksim sözleşmesinde tüm mirasçıların imzalarının bulunmadığı, taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu, davacının dava konusu 202 ada 4 parsel sayılı taşınmazı taksimen kendisine kaldığını ispatlayamadığı gerekçesi ile bu taşınmaz yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş,180 ada 94 parsel hakkında açılan davadan vazgeçildiğinden bu parsel yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı, mahkemece yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, anlaşma senedinin geçerli olduğunu, imzası bulunan kardeşlerin imza itirazında bulunmadıklarını, mirasçılar arasında zilyetlikle kazanımın söz konusu olmadığını, taşınmazların bakımı ve üzerine dikilen ağaçlar da dahil olmak üzere tüm masrafların kendisi tarafından karşılandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2018/1290 Esas, 2020/1250 Karar sayılı kararıyla; davanın taraflarının mirasbırakan ...’in mirasçıları olduğu, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunmadıkları ve taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi tespit bilirkişileri ve tanık beyanlarına göre davacının çekişmeli taşınmazın kök muristen intikal ettiğini ispat ettiği, ancak taksimen kendisine kaldığını ispatlayamadığı, mahkemece, çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince söz konusu taşınmazın tapu kaydının, davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken tümden esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak 180 ada 94 parsel hakkında açılan davadan vazgeçildiğinden bu parsel yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına, 202 ada 4 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile taşınmazın tapu kaydının davacının ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2017/62-63 E-K sayılı veraset ilamındaki 3360/19200 hissesi oranında iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
Dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin kararının doğru olduğunu, tüm mirasçıların katılmadığı taksim sözleşmesi yapıldığı anda geçersiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.’’ hükmünü düzenlemiştir.
... Medeni Kanununun 701. mddesi, “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”
... Medeni Kanunu'nun 702. maddesi ise, “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyanın incelenmesinde; davacının ... mirasçılarına karşı da eldeki davayı açtığı, tapu kaydında malik kaydı bulunmayan davalı ... mirasçıları hakkında herhangi bir hüküm kurulmamış olması ve davacının 180 ada 94 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davadan vazgeçmesi sebebi ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmemiş olması doğru değil ise de bu hususlarda tarafların temyizi olmadığı görüldüğünden bu eksiklikler eleştirmekle yetinilmiş bozma konusu yapılmamıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve dahili davalılar ..., ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanununun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 21,59 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 573,94 TL bakiye onama harcının da temyiz eden dahili davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.