"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; Sinop ili, Türkeli ilçesi, ... köyünde kain 108 ada 11 parsel sayılı ahşap ev ve tarla vasfı olarak kayıtlı taşınmazda davacı ve davalıların murislerinin 2/8'er pay oranında hissedar olduklarını, davacıların murisi ... ile davalıların annesi ... ...'un kardeş olduklarını, davalıların murisi ... ...'un sağlığında dava konusu taşınmazdaki miras hissesinin tamamını 11/07/1984 tarihli zilyetliği devir suretiyle bağış senedi ile davacıların murisi ...'a devir ve temlik ettiğini, bu bağış nedeniyle davalıların murisi ... ...'un dava konusu taşınmazda hiçbir miras ... kalmadığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın davalıların murisi adına 2/5 hisse itibariyle tespit edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazda davalıların murisi ... ... adına olan 2/8 hissenin tapu kaydının iptali ile davacıların murisi ... adına olan hisseye eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili; davalıların 11/07/1984 tarihli senedi kabul etmediğini, zilyetliğin devir senediyle bağış yapıldığı tarihin 11/07/1984 olduğunu, tescil davası içinde bu konunun ileri sürülmediğini, Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/1984 tarihli ve 1983/88 Esas, 1984/141 Karar sayılı ilamının 25/07/1985 günü kesinleştiğini, tapulu yerlerin resmi şekilde devir edilmesi gerektiğini, zilyetliğin devir suretiyle bağış ve hibe senedinin ... köyü muhtarlığınca da onaylanmadığını, muris ... ...'un okuma yazması olmayan ve kendi mührü bulunan kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.11.2018 tarihli ve 2015/191 Esas, 2018/244 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastrodan önceki sebebe dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, davanın hak düşürücü sürede açıldığı, tapusuz taşınmazlarda resmi şekil öngörülmediği, davaya konu taşınmazın tapu kaydına dayanak olan Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/88 E., 1984/141 K. sayılı ilamının karar tarihinin 28/12/1984, kesinleşme tarihinin ise 25/07/1985 olduğu, dosyaya davacılar tarafından sunulmuş olan senedin 11/07/1984 tarihli olduğu, dolayısıyla dava konusu taşınmazın tapu kaydı oluşturulmadığından bağış işleminin taşınır bağışına ilişkin hükümlere tabi olduğu, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları da dikkate alınarak dava konusu taşınmazın davalıların kök murisi ... ... tarafından davacıların kök murisi ...'a bağışlandığı, ...'ın vefatından sonra da eşi ve çocuklarının dava konusu taşınmazı kullanmaya devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın ... ...'a ait 2/8 hissesinin tapusunun iptali ile davacılar murisi ... adına olan hisseye eklenerek ...'ın hissesinin tapuda 4/8 olarak tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında 16/08/1985 tarihli 9 numaralı tapu ile ... kızı ... ...'un 1/8 hisseyi, ... kızı ... ... 1/8 hisse, ... kızı ... ... 2/8 hisse ve ... oğlu ... 2/8 hisse ile adlarına tapuda kayıtlı oldukları, dolayısıyla tapulu tespit yapıldığını, Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin kararıyla mirasçılardan ... ... adına tescil edildiğini, zilyetliğin devir suretiyle bağış ve hibe senedi incelendiğinde ... ...'un parmağı basılmak suretiyle işlem yapıldığını, senedin düzenlendiği tarihin 11/07/1984 olduğunu, tescil davası devam ederken bu senedin verildiğini, tescil davası içinde de bu konunun ileri sürülmediğini, davacının dayandığı 11/07/1984 tarihli zilyetlik devir senedini kabul etmediklerini, tapulu gayrimenkullerde dava açma süresinin 10 yıl olup tapu kaydının 16/08/1985 tarihi olduğunu, sürenin de 1995 tarihinde bittiğini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.12.2020 tarihli ve 2020/875 Esas, 2020/1468 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmazın 16/08/1985 tarihli ve 9 sayılı tapu kaydının Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/1984 tarih ve 1983/88 Esas ve 1984/141 Karar sayılı ilamı ile hükmen oluştuğu, oluşan bu tapu kaydına istinaden 1/8'er hisse ile ... ... ve ... ..., 2/8'er hisse ile ... ..., ... ..., ... adına tespit gördüğü, 11/07/1984 tarihli senedin incelenmesinde; senet altında ... ...'un mührünün bulunduğu, ancak senedin tasdik edilmediği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesindeki "imza atmaya muktedir olmayan veya yazı bilmeyen bir kimse, sözleşme veya senedi imza edemeyeceğinden, imza yerine el ile yazılmış bir parmak izi veya mühür kullanabilir. Yalnız senetteki bu parmak izi veya mührün borçlunun oturduğu köy veya mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti kurulunca ve o yerde tanınmış iki tanık tarafından onaylanması lazımdır." (Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.04.2011 tarihli ve 2011/3115 Esas, 2011/1881 Karar sayılı ilamı)" hükmüne göre davacılar tarafından sunulan satış senedinin köy ihtiyar heyetince onaylanmadığı, huzurlarında düzenlenmediği ve senet içeriği adı geçen kişilerin huzurunda okunmadığı, dolayısıyla geçerli bir senet olarak kabulünün mümkün bulunmadığı gerekçesiyle bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; yasal hibe senedi ile devir yapıldığı, dosyada muris ... ...'un okuma yazması olmadığı ve imza atamadığına dair herhangi bir delil bulunmadığını, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesi, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartları başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
"
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 303. maddesi;
"(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, ... Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır." hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; Türkeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/88 E., 1984/141 K. sayılı dosyasında davanın 26.08.1983 tarihinde açıldığı, davalı tarafın sunduğu senedin tarihinin ise 11.07.1984 olduğu, Mahkemece 28.12.1984 tarihinde karar verilerek hükmün 25.07.1985 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 11.07.1984 tarihli senedin, Mahkeme kararından önce düzenlendiği ve tarafların murislerinin de davaya konu taşınmazın tapu kaydına dayanak olan Mahkeme kararında taraf olup, ilgili senedin yargılama sırasında ileri sürülmediği anlaşılmış olmasına göre, belirtilen Mahkeme kararının kesin hüküm teşkil ettiğinde kuşku bulunmamaktadır.
3.Öte yandan, ... ...’un bir kısım davalılar vekiline vekalet verdiği ancak kendisine dava yöneltilmediği göz ardı edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının başlığına ve hükmün istinaf başvurusunun kabulü kısmına adının yazılmış olması doğru değildir. Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının başlığında ve hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “... ...” ibaresinin çıkartılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.