"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun yazılı gerekçe ile sınırlı olmak üzerine kabulü ile Mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 155 ada 144 parselde sayılı taşınmazın maliki olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın yüz ölçümünün 23.726,11 m² olarak davalı adına yazıldığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; nizalı taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Maliye Hazinesi adına tespit gördüğünü, davacının zilyetlik iddiasında bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/03/2019 tarihli ve 2017/61 Esas, 2019/126 Karar sayılı kararıyla; nizalı taşınmazın tesis kadastrosunun 27.08.2007 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın kadastro tutanağında edinme sebebi olarak, taşınmazın tapu ve vergi kaydına rastlanılmadığı, muhtar ve bilirkişilerden edinilen bilgilere göre ... ... isimli şahsın kullanımında olduğu, bu şahsın baba adı ve nerede ikamet ettiğinin bilinmediği şeklinde açıklandığı davacının zilyetlik koşullarının aktarmalı olarak gerçekleştiğini ispat edemediği, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tescilinden dava tarihine kadar geçen sürede davacının itirazda bulunmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu taşınmazın komşu köy olan ... köyü sınırları içerisinde kaldığını, kadastro bilirkişilerinin de taşınmazın bulunduğu köyden belirlendiğini, davacının ismini tam olarak hatırlayamadıkları için tespitin davacı adına yapılamadığını, bilirkişilerin tümünün taşınmazın öncesinde davacının babası ...’a ait olduğunu, ölümü ile oğluna ve mirasçılarına kaldığı yönünde beyan ettiklerini ancak ismini tam olarak hatırlayamadıkları için malik hanesinin boş bırakıldığını, murisin diğer mirasçılarının davaya dahil edilip muvafakatlerinin sağlandığını, nizalı taşınmazın etrafının orman olması ve yabani hayvanların tarım ürünlerine zarar vermesi sebebiyle buğday ekiminin son yıllarda yapılmasa da bunun zilyetliğin kesildiği anlamına gelmeyeceği, zilyetliğin devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 03/03/2021 tarihli ve 2020/1547 Esas, 2021/363 Karar sayılı kararıyla; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların, taşınmazın davacının babası ...'a ait olduğu ve mirasçıları arasında taksim yapılıp yapılmadığı hususunu bilmedikleri yönünde beyanda bulundukları, davacının babası olan murisin 23/01/1993 tarihinde vefat ettiği, taksimle taşınmazın davacıya kaldığının ispatlanamadığı, davacı vekilince tüm mirasçılar adına tescil istenilmeyip sadece davacı adına tescil istemiyle dava açıldığı, muristen intikal ettiği iddiasıyla 3. kişilere karşı açılan davalarda, dava dışı mirasçılar olması halinde tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla davanın yürütülmesinin mümkün olmadığı, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme hükmü kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile dahili davalıların da taşınmazda hak sahibi olduklarını ve Mahkeme huzurunda veraset ilamındaki paylar oranında adlarına tespit ve tescile karar verilmesini talep ettiklerini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 640/1-2 maddesi; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
"Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler."
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükümlerini düzenlemiştir.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı vekilinin davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açtığı, yargılama devam ederken davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 11.10.2018 tarihli dilekçeyle kök murisin mirasçılarının davaya dahil edildiği, akabinde yine davacı vekili tarafından bila tarihli olarak dosyaya sunulan talep dilekçesiyle davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... dahili davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettiği, yargılama sırasında son celsede bir kısım dahili davalıların davacı vekilinin talebine katıldıkları yönünde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır.
Davacının iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan kök murisin terekesine dahil olduğunu iddia ettiği taşınmaz yönünden, terekeye karşı üçüncü kişi durumundaki kişiler aleyhine miras payına yönelik olarak dava açmaları hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir.
Dava, taşınmazın terekeye döndürülmesine yönelik olduğundan; diğer mirasçıların davaya dahili davalı olmalarının sonuca etkisi bulunmadığı gözetilerek Mahkemece, mirasçıların tamamının davaya muvafakatlerinin sağlanması veya 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 640. maddesi gereği terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
17.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.