"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu 113 ada 3 parsel sayılı taşınmazın müvekilinin murisinden kendisine kaldığını, taşınmazda eklemeli olarak 60 yıldır malik sıfatıyla zilyet olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında taşınmazın davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.04.2017 tarihli ve 2015/840 Esas, 2017/212 Karar sayılı kararıyla; davanın tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, ... Kadastro Mahkemesinin 2007/527 Esas ve 2009/616 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde, davacı ... tarafından, dava konusu taşınmazın tespitine itiraz edildiği, yargılama sırasında Mahkemece keşif giderlerinin yatırılması için davacıya kesin süre verildiği, ancak verilen kesin sürenin gereğinin davacı tarafından yerine getirilmediği, bu nedenle Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, eldeki dava ile Kadastro Mahkemesinde görülen davanın taraflarının, konusunun ve sebebinin aynı olduğu, kesin hükme bağlanan davanın yeniden görülme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114/1-i ve 115/2. maddeleri uyarınca kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2018/5 Esas, 2018/781 Karar sayılı kararıyla; ... Kadastro Mahkemesinin 2007/527 Esas ve 2009/616 Karar sayılı kararı incelendiğinde, davanın taraflarının ve dava konusunun eldeki dava ile aynı olduğu, fakat Kadastro Mahkemesince davanın, "keşif giderlerinin verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle" reddedildiği, Kadastro Mahkemesince davacının davası usul yönünden reddedildiğinden, belirtilen kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Mahkemece delillerin toplanarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın vergi kayıtlarını ibraz etmesi gerektiğini, önceki zilyetlerden kendisine kadar olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, dava konusu taşınmazların Hazinenin mülkiyetinde olduğunu, şimdiye kadar Hazine dışında hiç kimsenin zilyet ve tasarrufunun olmadığını, zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Kadastro Mahkemesinin 31.08.2009 tarihinde kesinleşen 09.07.2009 tarihli ve 2007/527 Esas ve 2009/616 Karar sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2018/5 E., 2018/781 K. sayılı hükmünde maddi hata yapıldığı, maddi hatanın usuli müktesep hakkın istisnasını oluşturduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, ... Kadastro Mahkemesinin 2007/527 Esas ve 2009/616 Karar sayılı kararının usule ilişkin olup, kesin hüküm niteliği taşımadığını, Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında keşif giderlerinin yatırılmamış olmasının eldeki dava açısından dava hakkının elinden alınması sonucunu doğurmaması gerektiğini, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, Mahkemece verilen kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/1 maddesi şöyledir;
“Taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Bu Kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır.”
2. 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(1) Dava şartları şunlardır
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması."
115. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder."
303. maddenin 1. fıkrası şöyledir;
“Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.