"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 108 ada 113 parsel sayılı taşınmazın, Toprak Tevzi Komisyonu çalışmasında 1496 ve 1497 parsel olarak sınırlandırılarak Hazine adına kayıtlandığı halde tablendikatif listesi dikkate alınmadan kadastro tespitinde davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, çekişmeli taşınmazın kadastro çalışmaları öncesi davalının zilyetliğinde olduğunu, evveliyatında Toprak Tevzi Komisyonu tarafından davalının atalarına verilen, kadastro çalışmaları sırasında da bu kişiler adına tespit ve tescil gören yerlerden olduğunu, 20 yıldan fazla süreyle davalı tarafından kullanıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucu oluşan 1496 ve 1497 numaralı tevzi parsellerinin şeklen dava konusu taşınmaza uyduğu, anılan parsellerden 1496 numaralı tevzi parselinin 18.11.1969 tarihinde Hazine adına kaydedildiği, 1497 numaralı tevzi parselinin ise 18.11.1969 tarihinde İsmail oğlu Şahabettin Kaya (Mahalli bilirkişilerin keşif esnasında Bahattin Kaya olarak belirttikleri kişi) adına kaydedildiği, 1496 numaralı tevzi parseline ait tapu kaydının Hazine adına oluştuğu 18.11.1969 tarihine kadar zilyet olan kişinin bu yerde 20 yıllık zilyetlik süresini doldurduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde nizasız ve fasılasız eklemeli zilyetliğin halihazırda devam ederek tarımsal faaliyette bulunulduğu, 1497 numaralı tevzi parselinin Hazine adına da kayedilmediği, 1955-1984-2004 yıllarına ait hava fotoğraflarından dava konusu taşınmazın keşif tarihinde olduğu gibi tarım arazisi olarak kullanıldığının anlaşıldığı ve zirai bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğu, mera parselinden açma yer olmadığının belirtildiği, zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayandığını, toprak tevzi komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına kaydedildiğini, kadastro sırasında tablendikatif listesi ve eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını, dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları nazara alındığında Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihinden geriye doğru iktisap sağlayan süreye ilişkin zilyetliği bilmelerinin mümkün olmadığını, davalının aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin yöntemince araştırılmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Hazine'ye ait toprak tevzii ile oluşan tapu kaydının oluşum tarihine kadar dava konusu taşınmaza aralıksız ve nizasız malik sıfatıyla 20 yıldan fazla süreyle zilyet edilmesi halinde zilyet lehine tescil olunacağı ve zilyetlikle iktisap koşullarının davalının bayileri lehine oluştuğunun sabit olduğu gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçelerindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan kayıtlar esas alınarak davacı Hazine adına tesis edilmiş tapu kaydına tutunmak suretiyle açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Yasa'nın 46/1. ve 14. maddeleri
2. 4753 ve 5618 sayılı toprak tevzi çalışmalarının usul ve esaslarına ilişkin yasa hükümleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 108 ada 113 parsel sayılı taşınmaz 18.11.1969 tarihli 6 cilt 659 ve 18.11.1969 tarihli 6 cilt 658 sahife sayılı tapu kayıtları dayanak alınarak ve toprak tevzi çalışması sonucu tapunun oluştuğu tarihe kadar eklemeli zilyetlikle iktisap şartlarının İlhan Emirtekin lehine oluştuğu edinme kısmında açıklanmak suretiyle İlhan Emirtekin adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine toprak tevzi çalışmaları sırasında oluşturulan tapu kaydına tutunmak suretiyle tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş ise de, toplanan delillerden Hazine adına tesis edilen tapu kaydının oluştuğu tarihten önce davalı ve bayileri lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46. maddeleri uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu ve taşınmazın 11.11.2014 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.