"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 109 ada 58 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının 2006 yılında tamamlandığını, davalı ... adına 109 ada 60 parsel sayılı taşınmazın 14.12.2005 de tespit gördüğünü, daha sonra taşınmazın diğer davalı kızı ...’e 09.05.2017 de satış suretiyle devredildiğini, 109 ada 59 ve 60 parsel sayılı taşınmazların malikleri tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine aralarında ihtilaf çıktığını, kadastro tespitine 109 ada 59 parsel sayılı taşınmazın maliki ... ... tarafından itiraz edildiğini, ... Kadastro Mahkemesinin 2006/823 E., 2010/461 K. sayılı kararı ile davanın reddi ile tespit gibi tescile karar verildiğini, 02.04.2012 tarihinde kararın kesinleştiğini, bu dava nedeniyle 109 ada 60 parsel sayılı taşınmaz ile maliki olduğu 109 ada 58 parsel sayılı taşınmazın da sınırın kesinleşmediğini, bu aşamada 109 ada 60 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki ... tarafından 41.10 m²’lik alanın kendi taşınmazı içerisine dahil edildiğini ileri sürerek, 41.10 m²’lik kısmın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davalı ...’e ait 109 ada 60 parsel sayılı taşınmazın ...’e devredilmesi üzerine HMK’nın 125.maddesi uyarınca yeni malik ...’e karşı iptal tescil davası olarak davaya devam etmek istediği bildirmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., dava konusu yerin 30 yıldan beri zilyetliğinde olduğunu, kadastro çalışmalarının kesinleştiğini, herhangi bir hatanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, bedelini ödemek suretiyle taşınmazı iktisap ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.01.2020 tarihli ve 2017/154 Esas, 2020/66 Karar sayılı kararıyla; davacının kadastrodan önceki zilyetliğini ispat edemediği, aksine davacı tanıklarının dahi dava konusu kısmın davacı tarafından kullanılmadığını beyan ettikleri gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 109 ada 58 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, 109 ada 59 ve 60 parsel sayılı taşınmazların ise komşu parseller olduğunu, kadastro çalışmalarına itiraz edilmesi üzerine davacıya ait 109 ada 58 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının kesinleşmediğini, 109 ada 60 parsel sayılı taşınmazın maliki ... tarafından davacıya ait taşınmazdan 41.10 m²'lik kısmın dahil edildiğini, bu durumun davalı ... tarafından kadastro tespitine itiraz davasında da kabul edildiğini, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile reddine karar verildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 27.01.2021 tarihli ve 2020/794 E., 2021/170 K. sayılı kararıyla; dinlenilen yerel bilirkişilerin taşınmazlar arasındaki sınırın düz olduğunu bildikleri, sınırın düz şekilde ikiye bölündüğünü, 58 parsel sayılı taşınmazın diğer parseller ile düz şekilde paylaşıldığını bildiklerini beyan ettikleri, ... Kadastro Mahkemesinin 2006/823 Esas sayılı tespite itiraz edilmesi üzerine yapılan yargılama sırasında davalı ...’ün 16.02.2010 tarihli duruşmada davacının iddiasını doğrular mahiyette beyanda bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulüne, kararın kaldırılmasına, davalı ...’ün yargılama aşamasında taşınmazı diğer davalı ...’e devretmesi nedeniyle bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı ...’ün önceki kayıt maliki ...’nın kızı olduğu, tarafların anne kız oldukları, durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, TMK’nın 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle, davanın ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalı ...'ya mirasbırakandan kaldığını, 1986 yılından beri dava konusu yerin davalı ... tarafından kullanıldığını, davacıya ait taşınmaz ile davalı ...’e ait taşınmazın sınırlarının belirgin bir şekilde ayrıldığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, yargılama aşamasında davacı tanığı olarak dinlenen kişilerin dahi aleyhe beyanda bulunduklarını, dava konusu taşınmaza davalı ...'ün iyi niyetle malik olduğunu, önceki malik ... tarafından çekişme konusu yerin 1986 yılından beri kullanıldığını, sınırların belirgin olduğunu, herhangi bir şekilde taşkınlığın söz konusu olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar ... ve ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ... ve ...'den ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.