"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain adlarına kayıtlı olan 229 ada 2 nolu parselin eksiltildiğini ve davalı adına tescil edilen ve mezarlık vasfında olan 229 ada l parsele dahil edildiğini ileri sürerek; 229 ada l parselde davalı adına kayıtlı mezarlık vasıflı taşınmazın, davacılara ait 229 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ait olan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılara ait 229 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilavesi ve davacıların verasetteki hisseleri gibi adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönlerinden incelenmesi gerektiğini, nizalı taşınmazın niteliğinin mezarlık olduğunu ve Büyükşehir Belediyesinin yetki alanında kaldığını, davacının nizalı taşınmazı 40 yıldan beri kullanıyor olmasının hukuki sonucu değiştirmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. YARGILAMA SAFAHATİ VE İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/01/2018 tarihli ve 2015/1112 Esas, 2018/19 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş olup, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25.05.2018 tarihli ve 2018/593 Esas, 2018/680 Karar sayılı kararıyla; "Çekişmeli taşınmaz üzerinde mezarlar bulunup bulunmadığı ve kullanım durumu hakkında, ziraat bilirkişiden çekişmeli taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile üzerindeki fındık ocaklarının yaşlarını kesin olarak belirleyen, fen bilirkişisinden ise keşfi izlemeye elverişli ve taşınmaz üzerindeki mezarların yerini gösterir rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken esasa etkili bir kısım deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu" gerekçesiyle hüküm kaldırılmıştır.
3. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve 2018/296 Esas, 2020/98 Karar sayılı kararıyla; hava fotoğraflarının çözünürlüğünün düşük olması nedeni ile hava fotoğraflarından taşınmaz üzerinde eski mezar yeri olup olmadığının tespit edilemediği, ancak Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararı öncesinde alınan ziraat bilirkişi raporunda dava konusu yapılan ve fiilen fındık bahçesi olarak kullanılan kısmında eski veya yeni mezar yerinin görülmediğinin belirtildiği, mahalli bilirkişilerin ve davacı tanıklarının beyanlarının dava konusu yapılan kısmının 1960-1965 yıllarından öncesinden bu yana davacıların murisi olan Rüstem Kaymaz tarafından, vefatıyla da mirasçıları olan davacılar tarafından fındık bahçesi olarak kullanıldığı, 20 yılı aşkın süredir davacıların ve murisinin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, dava konusu alanın fiilen mezarlık olmadığı ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 229 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 8.994,52 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılara ait 229 ada 2 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacılar adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda her ne kadar parselin mezarlıkların dışında kalan alanının fındık bahçesi olduğu ve davacılara ait parselin bitki örtüsü açısından devamı niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de, bu bitki örtüsünün diğer mezarlık alanlarında bulunabilir ve mezarlık alanı olarak kullanılamayacağı anlamına gelmediği, 1983, 1984 ve 2004 yılı hava fotoğraflarında net bir şekilde görülen davacılara ait parselin bitki örtüsünün devamı niteliğinde olan kısmın, mezarların bulunduğu alanın üst kısmı ve mezarlığın devamı gibi kullanılabilecek ve mahallenin ihtiyacını karşılayabilecek alan olduğu, mezarlıkların mevcut mezarlarla sınırlandırılmaması gerektiğini, bilirkişi raporunun somut bir delile dayanmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 11/03/2021 tarihli ve 2020/1278 Esas, 2021/307 Karar sayılı kararıyla; mahkeme kararında belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun(TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı 5.529,73 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına,
05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.