"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Zonguldak ili, Merkez ilçesi, Yeşil Mahalle, 594 ada 15 ve 48 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tescilli iken Karayolları Genel Müdürlüğü lehine kamulaştırıldığını, mirasbırakan babası ve kendisi tarafından zilyetliklerinin Hazine adına tescilden önce başlayıp, kesintisiz olarak devam ettiğini, kadastro çalışmalarının 1950-1958 yılları arasında yapıldığını ve bu çalışmalar sırasında Havza-i Fehmiye Kanunu'na göre zilyetlik yolu ile mülkiyet iktisabı yasaklandığından beyanlar hanesinde zilyetlikleri belirtilmek suretiyle Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek, mülkiyet hakkının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.03.2019 tarihli ve 2017/331 E., 2019/169 K. sayılı kararıyla; davacıların iddiasının kadastrodan önceki sebeplere dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın ilk tesis kadastrosunun hükmen kesinleşme tarihinin 05.08.1971, dava tarihinin 30.10.2017 olduğu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
1. Davacı vekili, 03/08/1958 tarihli Kadastro tutanağına göre taşınmazların zilyedinin ... olduğunu, Hazine adına " Havza-i Fehmiye Kanunu gereği" tescil yapıldığını, çekişmeli taşınmaz mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinin somut dava konusuna uygulanma olanağı olmadığını, yargılama öncesinde yapılan idari başvurular neticesi mülkiyet hakkının müvekkiline ait olduğunun tespiti yanında 24.10.2014 tarihli karayolları tespit tutanağında ve kamulaştırma dava dosyasındaki keşif ve bilirkişi raporları ve kesinleşen Mahkeme kararı dikkate alındığında müvekkilinin dava konusu taşınmazlardaki mülkiyet hakkının açıkça tespit edilmiş olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmekle, müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın düzeltilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 30.12.2020 tarihli ve 2020/43 Esas, 2020/1268 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu tutanağının 05.08.1971 tarihinde hükmen kesinleştiği ve bu halde tespitin kesinleştiği 05.08.1971 tarihi ile davanın açıldığı 30.10.2017 tarihi arasında 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde ön görülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın hak düşürücü süre (dava şartı) nedeniyle reddine karar verildiği ve bu gerekçeye göre de, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7/2. maddesince kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı mülkiyet hakkının tespiti isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağının hükmen kesinleştiği 05.08.1971 tarihi ile davanın açıldığı 30.10.2017 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği açık olup; dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre, Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/3) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenle; davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 22.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.