"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/35 E., 2020/476 K.
DAVA TARİHİ : 22.10.2014
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.11.2019 tarihli ve 2016/14978 Esas, 2019/7624 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hazine vekili ve davalı Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının Kelibişler köyü, kuzeyi yol ve ötesi 294 parsel, güneyi yol ve ötesi 269 parsel, batısı yol ve ötesi 272,274 ve 279 parsel, doğusu 276 ve 281 parsel ile çevrili tahminen 2.000 m² alanlı taşınmazı ev ve bahçe olarak 25 yılı aşkın bir zamandır nizasız, aralıksız malik sıfatı ile zilyet olarak kullandığını, Hazine, köy tüzel kişiliği diğer üçüncü şahısların bu yerlerle bir ilgilerinin bulunmadığını, tasarrufunun nizasız ve fasılasız olduğunu ileri sürerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davacı taraf lehine tescil şartlarının oluşmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; 12.11.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı 13 ilde Büyükşehir Belediyesi ve 26 ilçe kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun ile Kahramanmaraş'ın da büyükşehir statüsüne alındığını, dava konusu yerin Türkoğlu ilçesi yetki sınırları içerisinde kaldığını, müvekkili Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin husumet ehliyeti bulunmadığını belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Davanın açıldığı Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.05.2014 tarihli ve 2014/108 Esas, 2014/425 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın bulunduğu Kelibişler köyünün 30.03.2014 tarihi itibariyle Türkoğlu ilçesine bağlandığ, tescil davalarının taşınmazın idari olarak bağlı bulunduğu yer mahkemelerine açılması gerektiği belirtilerek Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiş , tarafların temyiz etmemesi üzerine hüküm kesinleşmiştir.
Yetkisizlik kararı üzerine davaya bakan Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.12.2015 tarihli ve 2014/1339 Esas, 2015/1761 sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda: (A) ve (B) harfleri ile gösterilen 1.521,63 ve 118,22 metrekarelik bölümlerin davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.09.2019 tarihli ve 2016/10931 Esas, 2019/5257 Karar sayılı kararıyla; davacıya, davasını Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na da yöneltmesi bakımından süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulması, bildirdiği takdirde delilleri toplanması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yöntemince taraf teşkili sağlanmadan esasa girilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ve 2020/35 Esas, 2020/476 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 20.05.2015 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.521,63 metrekarelik ve (B) harfi ile gösterilen 118,22 metrekaremik taşınmazların Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi gereğince davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştur.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin karara esas aldığı bilirkişi raporlarınnı yetersiz olup hükme esas alınamayacağını, incelenen hava fotoğraflarının son 20 yıla ait olmadığını, taşınmazda imar-ihya faaliyetinin gerçekleşmediğini , davacının taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünde ev yapmak suretiyle tasarrufta bulunduğunu, ev yapmanın mevcut mevzuata göre imar-ihya kabul edilmediği gibi davacının taşınmaz üzerindeki evini de 2000 yılında inşa ettiği nazara alındığında davacının ev yapmak suretiyle olan tasarrufunun dahi 15 yıl kadar olduğunu, davacının taşınmazı ev yaptıktan sonra kullandığını ve etrafındaki ağaçları da ev yaptıktan sonra diktiğini ayrıca dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapılıp yapılmadığının da araştırılmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci maddeleri ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, davacı dava dilekçesinde, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmaktadır. Davacı ... olduğu halde yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında genelde davalılar denilerek davacının eşi ile ilgili de birtakım hususlar beyan edildiği, dava konusu köy boşluğu olarak bırakılan taşınmazlara sınır olan parsellerinin 1966 tarihli tapulama ile oluştuğu dava konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde davacı adına kayıtlı 271 parsel sayılı taşınmazın ise davacıya 26.07.2007 tarihli satış ile intikal ettiği halde bu hususlar üzerinde durulmadığı, taşınmazın evveliyatının ne olduğu, ilk olarak kimin zilyetliğinde bulunduğu, davacıya hangi hukuki yolla (taksim, satış, bağış vs) intikal ettiği sorulup saptanılmadığı gibi alınan beyanların da çelişkili ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, taşınmazın evveliyatının ne olduğu, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar ve ihyaya muhtaç yer ise imar ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte ihya edildiği hususlarını belirleme yönünden son derece yetersiz olduğu halde bu rapora itibar edilmiş, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde harita mühendisi bilirkişinin her hangi bir değerlendirme içermeyen raporu ile yetinilmiştir. Öte yandan , dava konusu köy boşluğu olarak bırakılan taşınmazın tüm köyün kullanımına mı yoksa şahıs kullanımına mı uygun olduğu üzerinde durulmadığı gibi dava konusu taşınmazın imar planına alınıp alınmadığı da araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı tespit edilerek ve Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere ve belirlenecek imar durumuna göre imar ya da dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden, bu fotoğraftan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, ayrıca taşınmaza ait kroki müzekkere ekine eklenmek suretiyle taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı; bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, köy boşluğu ise taşınmazın tüm köyün kullanımına mı yoksa şahıs kullanımına mı uygun olduğu, ilk olarak kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, hangi hukuki yolla intikal ettiği (taksim, satış, bağış vs), çekişmeli taşınmaz öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve bu çalışmaların hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan önceki tarihli zirai bilirkişi raporunu da irdelemek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hakiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında davacının eşinin kullanımından da bahsedildiğinden belgesiz edinilen taşınmazlara ilişkin araştırmanın davacının yanısıra davacının eşi yönünden de yapılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi yerine eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR :
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.