"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkillerinin kardeşleri olduğunu, dava konusu 123 ada 3, 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazların evveliyatı itibariyle müvekkilleri ile davalıların müşterek murisi olan babaları ... ...’a ait olduğunu, murisin ölümünden sonra terekesinin taraflarca taksim edildiğini, yapılan taksimle müvekkillerine dava dışı 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kaldığını, bilahare dava dışı 3. kişiler tarafından 123 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak müvekkilleri aleyhine tapu iptali ve tescil davası açıldığını, Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararla, dava dışı 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümünün 522,00 metrekare azaldığını, bunun üzerine müvekkilleri tarafından davalılara taksimin artık geçersiz hale geldiğinin bildirildiğini ancak davalılarla bu hususta uzlaşmaya varılamadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının 2/5 pay oranında ayrı ayrı iptali ile eşit paylarla müvekkilleri adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının müvekkillerinin miras payı oranında iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalılardan ... ile ... müşterek cevap dilekçelerinde özetle; kardeşleri olan davacıların taraflarına açtıkları davayı kabul ettiklerini belirterek, Mahkemece kabul beyanları doğrultusunda karar verilmesini istemişlerdir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; adına kayıtlı 123 ada 3 parsel sayılı taşınmazın taksimen kendisine düştüğünü, davacılar başkalarına ait taşınmazları kendilerine taksimen düşen dava dışı taşınmaza kattığı için aleyhlerine dava açıldığını, adına kayıtlı taşınmazda davacıların hakkının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ... ...'a ait olduğu, kök murisin sağlığında taşınmazlarını oğulları arasında paylaştırdığı, tarafların yaklaşık 30 yıldır söz konusu paylaşım doğrultusunda taşınmazlarını kullandığı, paylaşım doğrultusunda kullanılan bu alanların zeminde sınırlarının da sabit olduğu, davacıların davalılar adına kayıtlı taşınmazlarda herhangi bir haklarının bulunmadığı, kök murisin paylaştırma yaparken içerisinde evlerinin bulunduğu yeri, paylaşım sırasında bekar olan davacılara bırakarak paylaşımda denge sağlamaya çalıştığı, tarafların paylaşım doğrultusunda kendilerine düşen taşınmazlarda zilyetliklerini sürdürdüğü, davalıların taşınmazlarda eklemeli zilyetlik hükümlerine göre mülk edinme koşullarını sağladıkları gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılardan ... ile ... davayı kabul ettikleri halde, Mahkemece kabul beyanlarının değerlendirilmediğini, dava dışı kişiler tarafından müvekkilleri aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda verilen karar ile müvekkilleri adına kayıtlı taşınmazların yüzölçümünün azaldığını, böylece rızai taksimin bozulduğunu, bu hususun Mahkemece göz ardı edildiğini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, kadastro öncesi taksim hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dosya arasında bulunan ve tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenen gayrimenkul hibe senedine göre, ...’ın murisleri ...’den kendilerine kalan tüm taşınmazlardaki haklarını bedelsiz ve şartsız olarak kardeşleri olan davacı ve davalılara hibe ettikleri, dosya arasına alınan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/110 Esas, 2013/101 Karar sayılı dava dosyası, davacılar adına tespit ve tescil edilen dava dışı 123 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının içerikleri, mahallinde yapılan keşifte bilgilerine başvurulan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, tarafların müşterek murisi ...’in sağlığında dava konusu taşınmazları, dava dışı olan bir kısım taşınmazlarla birlikte taksim ederek erkek çocukları arasında paylaştırdığı, herkesin kendine verilen taşınmazları ayrı ayrı aralarında ihtilaf olmaksızın kullandığı, kadastro tespitinin de fiili kullanıma göre yapıldığı, taksimde eşitliğin aranmayacağı da gözetildiğinde, davacı tarafın iddiasının sübuta ermediği, bu nedenle Mahkemece yazılı gerekçelerle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davalılar ... ve ... davayı kabul ettikleri halde Mahkemece kabul beyanlarının değerlendirilmediği gerekçesiyle;
Davacılar vekilinin istinaf isteğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2017/392 Esas, 2018/306 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dava konusu 123 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının kısmen iptali ile 1/5 'er pay oranında davacılar adına ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline, 123 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrarla, Mahkemece yapılan yargılama sonunda 123 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönüyle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... kendisini vekille temsil ettirmediği halde Bölge Adliye Mahkemesince adı geçen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin dahi yerinde olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi; “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1. maddesi; “ Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 123 ada 3 parsel sayılı 871,10 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına; 123 ada 10 parsel sayılı 864,22 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına ve 123 ada 11 parsel sayılı 881,94 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına; irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir.
Aynı çalışma alanında bulunan dava dışı 123 ada 1 parsel sayılı 877,65 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına; 123 ada 2 parsel sayılı 895,42 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ... adına; irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiş; bilahare dava dışı ... ... ve müşterekleri tarafından, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanılarak, 123 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların nizalı bölümlerinin adlarına tescili istemiye dava açılmış, ... Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 01.04.2013 tarihli ve 2012/110 Esas, 2013/101 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm temyiz edilmeksizin 10.09.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalı ... yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirmediği halde, Bölge Adliye Mahkemesince adı geçen lehine vekalet ücreti takdir edilmesi isabetsizdir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının ise kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (7) numaralı fıkrasının tamamıyla hüküm yerinden çıkarılmasına ve kararın açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.