"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞTİRLEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞTİRLEN
DAVADA DAVALILAR : ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., ...
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme kararı davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar, 116 ada 1 parsel, 122 ada 24 parsel, 122 ada 74 parsel, 127 ada 4 parsel, 173 ada 11 parsel, 173 ada 18 parsel, 173 ada 24 parsel, 173 ada 42 parsel, 173 ada 64 parsel, 116 ada 2 parsel, 173 ada 67 parsel, 164 ada 98 parsel, 163 ada 13 parsel, 163 ada 18 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ... adına tespit ve tescil edildiğini, 127 ada 3 parsel ile 127 ada 6 parsel sayılı taşınmazların ise diğer davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların kök mirasbırakanları ....’ın zilyet ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğunu, kendilerinin köyde ikamet etmemeleri nedeniyle dava konusu taşınmazların davalıların gerçeğe aykırı beyanları ile adlarına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, birleştirilen davada davacı ... ...’ın aynı istemle iptal tescil talebinde bulunması üzerine dava dosyası eldeki dava dosyası ile birleştirilmiş, aşamada asıl davada davacılar ile birleştirilen davada davacı ... ... 04.01.2016 tarihli dilekçe ile 122 ada 74 parsel sayılı taşınmaz yönünden taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, dava konusu yerlerin uzun yıllardan beri kendi zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, kök mirasbırakandan intikal eden yerlerden olmadığını, bir kısım taşınmazların evveliyatında üçüncü kişilerden haricen satın alındığını, bu şekilde de zilyetliklerinin devam ettiğini, iddiaların asılsız olduğunu belirterek, asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2016 tarihli ve 2014/316 E., 2016/38 K. sayılı kararıyla; 122 ada 74 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise dava konusu taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ....’dan taraflara intikal ettiği, bu hususun tanık beyanları ile sabit olduğu, kadastro çalışmaları sırasında ise davalılar adına hatalı olarak tespit ve tescil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli ve 2016/10880 E., 2019/8367 K. sayılı kararıyla “...Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı gerek 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde, gerekse mülga 1086 sayılı HUMK'nın 388. maddesinde belirtilmiş olup, buna göre, kararın hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi; başka bir anlatımla hüküm sonucunun infazda tereddüt uyandırmayacak nitelikte bulunması gerekir. Somut olayda; Mahkemece, ana dosya davacıları ile birleştirilen dosya davacısının talebi yönüyle iki ayrı hüküm kurulmuş olup, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtları iki ayrı hükümde iki kez iptal edilmiş ve ana dosya davacıları ile birleştirilen dosya davacısının miras payı ayrı hükümlerde gösterilmiştir. Mahkemece, tek hüküm altında her bir davacının ve davalının payı gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde infazı kabil olmayan nitelikte karar verilmesi isabetsizdir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli ve 2020/46 E., 2020/219 K. sayılı kararıyla; 122 ada 74 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden dava konusu taşınmazların tarafların kök mirasbırakanı ....’dan taraflara intikal ettiği, bu hususun tanık beyanları ile sabit olduğu, kadastro çalışmaları sırasında ise davalılar adına hatalı olarak tespit ve tescil edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların evveliyatında tarafların kök mirasbırakanı ....’dan intikal eden yerlerden olup olmadığı konusunda Mahkemece yeterince inceleme ve araştırma yapılmadığını, mirasçılar arasında usulünce paylaşılan yerden olup olmadığının, ayrıca mirasbırakan tarafından davalılara bağış suretiyle devredilip devredilmediği hususlarının yeterince incelenmediği ve araştırılmadığını, 127 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev ve müştemilatının nazara alınmadığını, ayrıca Mahkemece asıl ve birleştirilen davalar olmasına rağmen ayrı ayrı vekalet ve yargılama giderine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 127 ada 3 parsel ile 127 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakan ....’dan intikal eden yerlerden olmadığını, uzun yıllardan beri kendi zilyet ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğunu, dolayısıyla dava konusu taşınmazlarda davacıların herhangi bir haklarının olmadığını, yargılama aşamasında dinlenen mahalli bilirkişilerin de çekişme konusu taşınmazların kök mirasbırakandan intikal eden yerlerden olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını beyan ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesi için kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar Adil ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 2.513,06 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan, 1.346,42 TL bakiye onama harcının ise davalı ...'dan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.