Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6599 E. 2021/7978 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı tarihin hilenin öğrenildiği tarih olduğu ve davalı tarafın bu sürenin geçtiğini ispatlaması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakim ...'nın raporu okundu, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacı ..., ortak mirasbırakanları ...'den intikalen gelen taşınmazlardaki paylarını devretmesi karşılığında, davalıların ... Köyü'nde bulunan ev ile bağ yerini kendisine verecekleri telkiniyle çekişmeli taşınmazlardaki paylarının tamamının temlikini sağladıklarını, bu anlaşma doğrultusunda temliki gerçekleştirdiğini ancak aradan beş sene geçtiği halde davalıların vadettikleri iki parça taşınmazı devretmediklerini, mirasbırakandan kalan tüm taşınmazlardaki paylarının davalı erkek kardeşleri tarafından elinden alındığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, duruşmadaki beyanlarında; dava konusu taşınmazlardaki payların satış bedelini davacıya ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazlardaki pay devrinin tapuda resmi memur huzurunda davacının satış iradesi doğrultusunda gerçekleştirildiği, bu itibarla,oluşan tapu kaydının geçerli bir satış işlemine dayandığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar Dairece,"Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi hükmü uyarınca hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir.

Bu durumda, iddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davada, hile hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.... Somut olaya gelince, mahkemece, hile iddiası bakımından bir araştırma ve inceleme yapılmış değildir.

Hal böyle olunca, öncelikle, kaydı getirtilmeyen dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ait tapu kayıtlarının ilgili Tapu Müdürülüğünden temin edilmesi, davanın, hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının saptanması, hak düşürücü süre içinde açıldığı belirlenirse taraf delilleri toplanarak yukarıdaki ilkeler uyarınca temlikin hileli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirme yapılmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden,dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların davacı ... davalılar ..., ..., ..., ... ile dava dışı ..., ..., ..., ...'nın mirasbırakanları ... adına kayıtlı iken elbirliği mülkiyet halinde mirasçıları adına intikalen tescil edildiği, bilahare, davacı ... ile dava dışı dört kız kardeşinin anılan on beş parça taşınmazdaki paylarını 29.03.2010 tarihinde eşit şekilde davalı erkek kardeşleri ..., ..., ..., ve ...'ye satış suretiyle temlik ettikleri anlaşılmaktadır.

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması ,defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 39. Maddesinde "Yanılma ve aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şayi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır." hükmü bulunmakta olup, öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup; diğer tarafın öğrenmenin (ıttılaın) bu tarih değil de daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda da kuşku bulunmamaktadır.

Somut olaya gelince, dosya kapsamına göre eldeki davada, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğine dair açık bir bilgi ve delil bulunmadığı gibi, hak düşürücü sürenin geçtiğini ispat yükü davalı taraftadır. Davalı, bu yönde bir delil sunmadığına göre hakdüşürücü sürenin geçtiği yönündeki mahkeme kabulü isabetsizdir.

Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi suretiyle taraf delilleri toplanarak yukarıdaki ilkeler uyarınca temlikin hileli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.