Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6598 E. 2023/2171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından taşınmaz üzerinde 20 yıl öncesinde dahi zilyetliğe esas teşkil eden imar ve ihya faaliyetlerinin bulunmadığı ve bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ..., ..., ... köyü 229 ada 16 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu taşınmazın yanındaki 229 ada 40 parsel numaralı taşınmazın yaklaşık 3.000 m2'sinin köyde yapılan kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak davalı Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, taşınmazın davacıya ceddinden intikalen geldiğini ve 30 yılı aşkın süredir kullanıldığını ileri sürerek 229 ada 40 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 3.000 m2'lik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanılamayacağını, 2014 yılından itibaren kullanılmaya başlanıldığını, ham toprak vasfında olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 12.07.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ve kırmızı renk ile çizilerek gösterilen 2.268,41 m2'lik kısmın yapılan hava fotoğrafları incelemesinde parsel sayılabilecek sınırlarının ve fiili kullanımın mevcut olmadığı ve tarım arazisi olarak da kullanılmadığının anlaşıldığı ve ziraat bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere dava konusu yerin 20 yıl öncesinde imar ve ihya görerek tarımsal amaçlı kullanılmadığı, kültür arazisi olmadığı, bu nedenle zilyetlik yolu ile iktisabının mümkün olmadığı ve dolayısıyla Devletin hüküm ve tasarrufunda olan taşınmaz niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın mera vasfında olmayan tarım arazisi olduğunu, davacıya babası Mehmet Gümüş'ten miras yoluyla intikal ettiğini, kadastro tespitinden geriye 40 - 50 yıl öncesinde traktör giremediğinden kara sabanla sürülüp ekildiğini, hava fotoğrafları incelemesinin doğru olmadığını, sınırlarının belli olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Yasa'sının 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının oluşmadığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;

14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 229 ada 40 parsel sayılı ve 279.592,59 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ve ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.