"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 24/05/2021 tarihli ve 2021/419 Esas, 2021/690 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17/02/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen başka gelen olmadı. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ...’ün 1162 ada 441 parsel sayılı taşınmazını 30/06/1997 tarihinde eşi ...’a, 1162 ada 408 parsel sayılı taşınmazını ise 14/07/1994 tarihinde eşi ... ve müşterek çocukları ...’a 1/2'şer payla temlik ettiğini, taşınmazların imar uygulaması ile 4552 ada 3, 4 ve 5 parsellere dönüştüğü ve davalıların anılan parsellerde paydaş olduklarını, davalı ...’ın temlik tarihinde 15 yaşında olduğunu, temliklerin bağış amacıyla yapıldığını, mirasbırakanın taşınmazları satmaya ihtiyacı olmadığını, aynı taşınmazlar için diğer mirasçıların açtığı davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, o dava devam ederken de taşınmazların davalı ...’a devredildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bedeli banka aracılığı ile ödediğini, diğer mirasçıların açtığı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacılar ile diğer davalılar arasındaki durumları bilecek konumda olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, iyiniyetli olduğunu, taşınmazı bedelini ödeyerek edindiğini, yargılama aşamasında ibraz ettiği delillerin İlk Derece Mahkemesince savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirildiğini, İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ve yanlış değerlendirme neticesinde karar verildiğini, diğer davalıları önceden tanımadığını, satış işlemi sırasında emlakçılar vasıtasıyla tanıştıklarını, dosya kapsamına göre diğer davalıların kötüniyetli olduğunu, yeterli araştırma yapılmadığını, satın almış olduğu dava konusu taşınmazda diğer davalıların bir süre daha ikamet etmelerinin kötüniyeti kanıtlamayacağını, bilirkişi raporunda tespit edilen bedel ile satış bedeli arasındaki farkın fahiş olmadığını, hisseli bir taşınmaz için satış bedelinin normal olduğunu, dosyada keşif yapılmadığını, dosyanın Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası nazara alınarak aynı bilirkişilere tevdii edilerek rapor alındığını, taşınmazların bedelini satış günü yetişmediği için ertesi gün erken bir saatte ödediğini, davacılar ve diğer davalıların arasındaki durumu bilmediğini ve bilebilecek durumda olmadığını, TMK’nın 1023. maddesinden istifade etmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 24/05/2021 tarihli ve 2021/419 Esas, 2021/690 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazların doğrudan ve ara malik üzerinden davalılara tapuda satış gösterilmek suretiyle devredildiği, taşınmazların satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değeri arasında üç kattan fazla fark olduğu, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olmadığı, davalı tarafından da temlik nedeniyle murise yapılan bir ödemenin ispat edilemediği, davalılar ... ve ...'e yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olduğu, davalı ...'nin taşınmazları resmi senette gerçek değerinin çok altında bedelle satış yoluyla devraldığı, banka kanalı ile yapıldığı iddia edilen ödemelerin hesaba elden para yatırma ve iki dakika içerisinde tekrar çekme şeklinde gerçekleşen üç adet girdi çıktı işlemi şeklinde yapıldığı ve bu şekilde gerçekleşen ödemenin gerçek ödeme olarak kabulünün mümkün olmadığı, asıl davanın davacılarına yapıldığı iddia edilen taşınmaz devirlerinin dava konusu taşınmazlara ilişkin olduğunun kanıtlanamadığı, satış tarihinden sonra dava konusu taşınmazların zilyetlik durumunun değişmediği, mirasçılardan ... ..., ... ... ile ... ...'nın açmış olduğu Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/119 Esas sayılı dosyasında davalı ...'nin kötüniyetli olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği, kararın kesinleştiği ve kararın davalı ...'nin kötüniyetli olduğu noktasında kuvvetli delil teşkil ettiği, davalı ...'nin TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettiğini, diğer davanın ihmali ile temyiz başvurusunda bulunmaması nedeniyle kabulle kesinleştiğini, eldeki davada da o davanın esas alındığını, tanık İsmail ve Kamil'in beyanları kapsamında dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmeye alınmadığını, 1991/3 sayılı İBK uyarınca kötüniyet defi değil itiraz olduğu için yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, bu nedenle eksik inceleme yapıldığını, taşınmazı satın aldığı davalılarla öncesinde tanışmadıklarını, emlakçı aracılığıyla taşınmazları edindiğini, tanıklarının da bu durumu doğruladığını, ...'ın davacı olan kızlarının da taşınmaz için yapılan pazarlıkta bulunduklarını, yurt dışında yaşayan kızının ülkeye giriş çıkış bilgilerinin getirtilmesi gerektiğini, pazarlığın 1 günde değil 15 günde yapıldığını, kendisine kumpas kurulduğunu, davacılar ... ve ...'in kardeşi ...'ten aynı gün bir sonraki işlem ile daire aldıklarını, önceki davada tedbir kararı süresinde işlenseydi, böyle bir durumun oluşmayacağını, taşınmazlarda yatırım amaçlı pay satın aldığını, birçok taşınmazı olduğu için diğer davalıların taşınmazı bir süre kullanmasına izin verdiğini, bunun kötü niyeti göstermeyeceğini, pay satın aldığı ve diğer paydaşların önalım davası açma ihtimalleri olduğu için bedelleri banka aracılığıyla gönderdiğini ve davalıların taşınmazı terk etmeleri için ısrar etmediğini, taşınmazın paylı olması gibi durumlar düşünüldüğünde değerin düşük olmadığını, tapu işlemleri mesai bitiminde tamamlandığı için bedelin ertesi gün yatırıldığını, paranın hesaptan iki dakika ara ile çekilmesinin kötü niyetli kabul edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminden kaynaklanmaktadır.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
3.2.3. Diğer yandan, harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.1.) no.lu bentte ki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV/3.) no.lu bentte yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
3.3.2. Somut olayda, asıl ve birleştirilen davada mirasbırakandan intikal eden dava konusu üç parça taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değerleri toplamının 916.500,00 TL olduğu, asıl ve birleştirilen davadaki her bir davacının 3/32 miras payına karşılık gelen değerin 85.921,87 TL olduğu, asıl davanın iki mirasçı birleştirilen davanın da iki miraçsı tarafından açıldığı, dolayısıyla her bir davanın değerinin 171.843,75 TL olduğu gözetilerek harca hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile fazla harca hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
3.3.4. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının harca ilişkin hüküm kısmının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
VI. SONUÇ
1. Davalı ...'un aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2.1. Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/12/2020 tarihli ve 2019/60 Esas, 2020/338 Karar sayılı hükmünün "A" kısmının 4. bendinin hükümden çıkarılarak hükme "A" kısmı 4. bent olarak "Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 11.738,64 TL karar ve ilam harcından 512,33 TL peşin harcın ve 3.014,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 8.212,31 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına" cümlesinin yazılmasına, hükmün "B" kısmının 4. bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme “B” kısmı 4. bent olarak "Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 11.738,64 TL karar ve ilam harcından 512,33 TL peşin harcın ve 3.450,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 7.776,31 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına" cümlesinin yazılmasına,
2.2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 24/05/2021 tarihli ve 2021/419 Esas, 2021/690 Karar sayılı hükmün 2. fıkrasının “a” bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme 2. fıkranın “a” bendi olarak “Asıl dosya yönünden; Hüküm tarihi itibarıyla hesaplanan 11.738,64 TL istinaf karar harcından davalı ... tarafından yatırılan 3.525,45 TL istinaf peşin karar harcının mahsubu ile 8.213,19 TL bakiye istinaf karar harcının davalı ...'den alınarak Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılmasına, hükmün 2. fıkrasının “b” bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme 2. fıkranın “b” bendi olarak “Hüküm tarihi itibarıyla hesaplanan 11.738,64 TL istinaf karar harcından davalı ... tarafından yatırılan 3.525,45 TL istinaf peşin karar harcının mahsubu ile 8.213,19 TL bakiye istinaf karar harcının davalı ...'den alınarak Hazineye irat kaydına,” cümlesinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen asıl ve birleştirilen davadaki davacılardan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine, 17/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.