Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6672 E. 2023/603 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı Kanunu gereğince Hazine tarafından açılan tapu iptali ve terkin davasında, taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, idarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ve teknik bilirkişi raporuna dayanarak taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını tespit etmesi ve davalı vekilinin temyiz sebeplerinin kararın bozulması için yeterli bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul - Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İznik Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili Yönetmeliği doğrultusunda hazırlanan İznik gölü kıyı kenar çizgisinin tespiti ile dava konusu Bursa ili, İznik ilçesi, ... mahallesi 270 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 169,04 m2’lik kısmının kıyıda kaldığı tespit edildiğinden, 169,04 m2’lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsel üzerinde DSİ’nin İznik Sosyal Tesisleri bulunduğunu, Anayasa ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağının düzenlendiğini ancak, dava konusu yerin tamamının 5018 sayılı Kanunun (II) sayılı cetvelinde özel bütçeli idareler arasında sayılan ... adına kayıtlı olduğunu, İdare tarafından tespit edilen kıyı kenar çizgisinin tapu maliklerine tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile keşif sırasında yapılan gözlem ve keşif sonucunda alınan bilirkişi heyet raporunda dava konusu taşınmazın Harita Mühendisi ... ...'in 11/01/2018 tarihli raporunda mavi ile boyalı (A) harfi ile gösterilen 169,04 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile bu kısmın tapusunun iptal edilerek kayıttan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağının düzenlendiğini, ancak dava konusu yerin DSİ adına kayıtlı olduğunu, İdarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmediğinin anlaşılması halinde Mahkemece uzman bilirkişilerce yeni kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün gerek İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisine dair harita kapsamında, gerekse Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile belirlenen şekilde yapılan keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporuna göre kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının belirlendiği anlaşıldığından, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu yerin özel mülkiyette bulunmadığını, mahkemece keşifte 3621 sayılı Kanun'un 9/2. maddesine ve 28.11.1997 tarih ve 1996/5 E. ve 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre üç jeolog ya da jeoloji mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve tapu fen memuru aracılığıyla yerinde keşif icra edilmesi ve kıyı kenar çizgisi araştırmasının yapılması gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kanun gereğince tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kıyıdan yararlanma” başlıklı 43. maddesinde; “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir."

2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı 5. maddesinde; "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır."

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Sahipsiz yerler ve yararı kamuya ait mallar" başlıklı 715. maddesinde; "Sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Aksi ispatlanmadıkça, yararı kamuya ait sular ile kayalar, tepeler, dağlar, buzullar gibi tarıma elverişli olmayan yerler ve bunlardan çıkan kaynaklar, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz."

Düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince ...'nden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.