Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6742 E. 2023/504 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararıyla cebri tescile konu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir nedeniyle tapu müdürlüğünün tescil işlemi yapmaması üzerine açılan davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Satış vaadi sözleşmesinin kişisel hak niteliğinde olduğu, önalım hakkının ise ayni hak niteliğinde olup tapuda hissedar olmaktan kaynaklı şahsi hakka dayalı alacaktan daha öncelikli olduğu ve tapu kaydında ihtiyati tedbir varken tapu memurunun işlem yapmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret - Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 11.02.2021 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, dava dışı ...'e ait 17 (164 ada 6) parsel sayılı taşınmazdaki payını Mersin 9. Noterliğinin 19.12.2011 tarihli ve 41818 yevmiye no.lu satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, satış vaadinin tapuya şerh edildiğini, tapu devrinin yapılmaması nedeniyle müvekkili tarafından Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/101 Esas sayılı dosyasında cebri tescil talepli olarak dava açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini ve 07.10.2015 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen karar uyarınca Tapu Müdürlüğüne müracaat edildiğini ancak müdürlükçe taşınmaz üzerinde bulunan ihtiyati tedbirin devam ettiği gerekçesiyle tescil taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek, kesinleşen Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/101 Esas, 2015/150 Karar sayılı kararının infazının sağlanmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapu kayıtları incelendiğinde davaya konu taşınmazın tapu kaydında ...'in hissesinin bulunmadığını, davanın konusuz kaldığını belirterek reddini savunmuştur.

III. MÜDAHALE

... vd. vekili müdahale dilekçesinde; müvekkillerinin önalım hakkına dayanarak, dava konusu taşınmazdaki ...'e ait payın tapu kaydının iptali ve tescili talebiyle açtıkları davanın Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/54 Esas - 2015/375 Karar sayılı kararı ile kabul edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından dava dışı ... aleyhine 03.03.2014 tarihinde Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/101 Esas sayılı tapu iptali ve tescil talepli davada kabul kararı verilerek kesinleştiği, asli müdahiller ..., ... ve ...'un, dava konusu paya ilişkin önalım hakkından kaynaklı 02.06.2010 tarihinde açtıkları davada Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/54 Esas sayılı (bozmadan önce 2010/347 Esas) dosyası ile kabul kararı verilerek kesinleştiği, önalım hakkından kaynaklı davanın gerek açılış tarihi itibariyle gerekse dava türü itibariyle gayrimenkul satış vaadine dayanılarak açılan davadan daha önce hukuki sonuçlar doğurduğu, tedbir şerhi nedeniyle Tapu Müdürlüğünce işlem yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, mahkemenin ön alım hakkına dayalı davanın dava türü itibariyle gayrimenkul satış vaadine dayalı davadan daha önce hukuki sonuç doğuracağı şeklindeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile satış vaadi sözleşmesinin kişisel hak, önalım hakkının ise tapuda hissedar olmaktan kaynaklı şahsi hakka dayalı alacaktan daha önce alma ... tanıyan ayni bir hak olduğu, tapu kaydında ihtiyati tedbir varken tapu memurunun işlem yapmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının talebi ile ilgili işlem yapmamasının hata olarak değerlendirilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 11.02.2021 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, davacı vekili ek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022. maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 732. maddesi şöyledir:

"a. Önalım ... sahibi

Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler."

TMK'nın 1009. maddesi şöyledir:

"Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden ... haklar ile şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir.

Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir."

3. Değerlendirme

1. Davanın 100,00 TL değer gösterilerek açıldığı, dava konusu 17 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 11366 ada 3 parsel ve 11552 ada 1 parsel şeklinde ifraz olduğu, davaya konu payın keşfen saptanan dava tarihindeki değeri; 11366 ada 3 parsel için 416.520,00 TL, 11552 ada 1 parsel için 757.392,00 TL olduğu tamamlama harcı yatırılmadığı anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin temyiz başvurusunun 11.02.2021 tarihli ek karar ile kararın miktar yönünden kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değeri Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 2020 yılı temyiz kesinlik sınırı üzerinde olup harcın yatırılmamış olması yasa yoluna müracaat hakkını ortadan kaldırmayacaktır.

3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2020 tarihli kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.