"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan babası ...’ın maliki olduğu ... ada ..., ... ve ..., ... ada ..., ... ve ..., ... ada ... ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını ara malikler dava dışı ... ve ... üzerinden davalı çocukları ... ve ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalılar, mirasbırakanın çocuklarına kızarak bir kısım taşınmazları bedeli karşılığında üçüncü kişilere sattığını, ata yadigarı toprakların elden çıkmaması için dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında üçüncü kişilerden aldıklarını, yapılan işlemlerde muvazaa bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve mirasbırakan ...’ın tüm mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş, davalılar vekilinin temyizi üzerine Dairece ”...davacı tarafından miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu gözetilmeden, talep aşılarak dava dışı mirasçılar Ümmügülsüm ve Yakup adına da tescil hükmü kurulması yanında davacı adına miras payı oranında iptal ve tescil hükmü kurulduktan sonra kalan payların davalılar üzerinde bırakılması gerekirken davalılar adına da tescil hükmü kurulmuştur. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nin 26/1. maddesi gözetilerek davanın kabulü ile davacının miras payı oranında iptal ve tescile, kalan payların da davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, taşınmaz ya da taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olup, bu değer üzerinden yargılama gideri, vekalet ücreti ve harca hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davanın 13.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında 458.088,12 TL üzerinden harç ikmali yapılarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazların keşfen belirlenen toplam değeri 471.047,00 TL, davacının miras payına (3/16) düşen değer ise 88.321,31 TL olup bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 471.047,00 TL üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. ve 4. numaralı bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine 2. bent olarak “Hüküm tarihinde alınması gereken harç 6.033,23 TL olduğundan peşin alınan 222,05 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 7.823,00 TL'nin toplamı ile fazla alınan 2.011,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine 5.811,18 TL'nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine” yine 4. bent olarak "Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 12.281,78 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine”, cümlesinin yazılmasına, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.