"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan anneleri ... ...’ya ait 105, 177, 45, 47 ve 48 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanın vekil kıldığı davalı ... tarafından davalı kardeşleri ...’e satış yoluyla devredildiğini, vekil ...’in vekalet görevini kötüye kullandığını, eğer mirasbırakanın iradesine uygun bir devir yapılmış ise, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, öte yandan mirasbırakana ait 146 sayılı parselin de davalı ... tarafından vekaleten davalı ... ... ...’e vekalet görevi kötüye kullanılarak temlik edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescilini, 10/01/2019 tarihli dilekçeleri ile, taleplerini miras payları şeklinde daraltarak, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan 45, 105 sayılı parselin ifrazından oluşan 2049 ve 177 sayılı parselin ifrazından oluşan 2042 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ödenen kamulaştırma bedellerinin ödeme gününden başlayan yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan tahsilini istemişlerdir.
Davacılar vekilinin isteği üzerine, davalı ... ... ...’e yönelik açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı ..., avukat olması nedeniyle yaptığı işlemle ilgili cevap verme hususunda 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 36. maddesi gereğince çekinme hakkını kullandığını, dava konusu işlemin sonuçlarından vekalet veren ...’nin bağlı olduğunu, tarafına husumet yönetilemeyeceğini bildirip, hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ..., dava konusu 146 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iddia edilen olaylarla bir ilgisinin bulunmadığını, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek, hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., iddiaları doğrular bir nedenin ileri sürülmediğini, salt bedeller arasındaki farkın vekalet görevinin kötüye kullanıldığı anlamına gelmeyeceğini, dava edilen beş adet taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaalı bir işlem olmadığını, mirasbırakanın sağlığında davacılar tarafından sömürüldüğünü, bunlardan bıkması üzerine yanına yerleştiğini, altı yıl boyunca mirasbırakan ile ilgilendiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... yönünden iptal-tescil ve kamulaştırma bedellerinin tahsili talebinin davacıların miras payı oranında kabulüne, bedeller yönünden ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine, davalı ... ... yönünden tefrik kararı verildiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı ... vekilinin istinafı üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kabulünün doğru olduğu, ne var ki kamulaştırma bedelleri yönünden daha önce davalının temerrüde düşürüldüğünün iddia ve ispat edilmediği, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, yine davası tefrik edilen ...’ın karar başlığında gösterilmemesi ve hükümde yer almaması gerektiğinden bahisle, istinaf başvurusunun anılan yönlerden kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, davalı ... yönünden iptal-tescil ve kamulaştırma bedellerinin tahsili talebinin davacıların miras payı oranında kabulüne, bedeller yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacılar vekilinin temyiz itirazı ile davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
1- Dava konusu 105 parsel sayılı taşınmazın ifraz ile kaydı kapatılarak 2048 ve 2049 sayılı parsellerin oluşturulduğu, ne var ki bu durum dikkate alınmaksızın Bölge Adliye Mahkemesince hükmün ( 2-a ) bendinde yeni oluşan 2048 sayılı parsele yer verilmesine rağmen kaydı kapanan 105 sayılı parselin de aynı bentte yazıldığı,
2- Bilindiği gibi, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısımdır. Eldeki davada, iptal ve tescil kararı verilen taşınmazlar yönünden davacıların miras paylarının toplamı 401.094,4 TL, kamulaştırılan taşınmazlar yönünden kamulaştırma bedelleri üzerinden davacıların miras paylarının toplamı 147.143,00 TL olduğu, toplam 548.237,4 TL üzerinden 37.450,09 TL karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince fazla olarak 44.172,08 TL karar ve ilam harcı alındığı,
3- İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü nedeniyle 457.940,75 TL üzerinden 32.267,63 TL nispi vekalet ücretinin davalı ...’dan alınmasına karar verildiği, hükmün sadece davalı ... tarafından istinaf edildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemesince davalı ...’nın istinaf başvurusunun kısmen de olsa kabulüne karar verildikten sonra 607.940,71 TL dava değeri üzerinden aleyhine olacak şekilde alınması gereken vekalet ücretinin 47.447,00 TL’ye çıkarıldığı, hükmü istinaf eden davalı ...’nın istinaf nedenleri ile sınırlı ve lehine bir inceleme yapılmadan, aleyhe bozma yasağı ilkesi ihlal edilerek ve vekalet ücretinin kamu düzeni ile ilgili olmadığı da gözetilmeksizin re’sen ve aleyhe düzeltme yapıldığı, Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri’nin her yıl değiştiği gözetildiğinde davalı ... aleyhine hükmedilecek nispi vekalet ücretinin İlk Derece Mahkemesinde dikkate alınan 457.940,75 TL üzerinden güncel tarife oranlarının uygulanması ile bulunabileceği, anlaşılmıştır.
Ne var ki, anılan bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
1- Bölge Adliye Mahkemesine ait hükmün ( 2-a ) fıkrasında geçen ‘’ aynı yer 105 parsel ‘’ ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına,
2- Bölge Adliye Mahkemesine ait hükmün ( 3. ) fıkrasında geçen ‘’ 44.172,08 TL ‘’ ve ‘’ 33.789,96 TL ‘’ ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerlerine sırasıyla ‘’ 37.450,09 TL ‘’ ve ‘’ 27.067,97 TL ‘’ ibarelerinin yazılmasına,
3- Bölge Adliye Mahkemesine ait hükmün ( 5. ) fıkrasında geçen ‘’ 47.447,00 TL ‘’ ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine ‘’ 39.947,03 TL ‘’ ibaresinin yazılmasına, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, 24/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.