"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 216 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında sehven hali arazi vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın 30 yılı aşkın süredir tarla olarak zilyetliği ve tasarrufu altında olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile keşif esnasında tespit edilecek sınır ve yüz ölçümü itibariyle adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2020 tarihli ve 2017/444 Esas, 2020/178 Karar sayılı kararıyla;davacının uyuşmazlık konusu taşınmazın kendisine miras, taksim ve benzeri yolla kaldığını ileri sürmediği ancak taşınmazın davacının babasından miras yoluyla intikal ettiği, murisin terekesinin paylaşılmadığı bu itibarla da elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup davacının dava konusu taşınmaz üzerinde tek başına zilyetliğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yerin miras bırakanından kaldığını, nizasız ve fasılasız 20 yılı aşkın bir süredir zilyetliğinde olduğunu, mahalli bilirkişilerin ve tanık beyanlarının doğru olduğunu, dava konusu yerle ilgili olarak kardeşlerinin kendisinden bir talepte bulunmadığını, bu yerin tarafına ait olduğunu kardeşlerinin de bildiğini, dava konusu taşınmazı babasının tereke mallarından sayarak ve başkaca bir incelemeye gerek duymayarak davanın reddine karar verilmiş olmasını kabul etmediğini, kamu düzeni ve iştirak halindeki mülkiyetten doğan yasal zorunluluk gereği babasının verasetine göre mevcut diğer tüm mirasçıların davacı sıfatıyla davaya dahil edilmeleri ve bu şekilde yargılamaya devamla hüküm tesisi cihetine gidilmesi gerekirken, tek başına talep ve dava hakkının olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.04.2021 tarihli ve 2021/458 Esas, 2021/695 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kök muristen kaldığı, davacı dışında başka mirasçıların da olduğu ve taksim yapılmadığı anlaşıldığına göre İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde; zilyetliği hususunda yeterince araştırma yapılmadığını zira dava konusu taşınmazın babasından intikal ettiğinin beyan edilmesi yanında zilyetliğin devrinin de göz ardı edilerek zamansal sınırlar tespit edilmeden ve irdelenmeden hüküm kurulduğunu, taşınmazın taksiminin yapılıp yapılmadığı hususunun da açıklığa kavuşturulması gerektiğini, babası ile birlikte yaşadığını ve dava konusu taşınmazı kendisinin işlediğini,taşınmazdaki zilyetliğinin babasının sağlığında da mevcut olmakla birlikte vefatından sonra da devam ettiğini, diğer kardeşlerinin de bu durumu kabul ettiklerini, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 640. ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için mirasçı olmayan üçüncü bir kişiye dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece ... Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.