Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6861 E. 2022/1819 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, kök mirasbırakanlardan temlik yoluyla edindiği ve sonradan davalıya bağışladığı taşınmaz üzerindeki tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kök mirasbırakanlardan mirasbırakana yapılan temlikin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduğunun ve davalıya yapılan bağışın da bu geçersizliği ortadan kaldırmayacağının gözetilerek, mahkemenin tapu iptali ve tesciline karar vermesi doğru bulunmuş, ancak hükmün yeni parsel numarası ve davalıya intikali sabit olan paylar da dikkate alınarak infaza elverişli şekilde oluşturulmaması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/02/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davacı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ... ...’ın 466 parsel sayılı taşınmazda bulunan payını davalı oğlu ...’a bağış suretiyle temlik ettiğini, aynı taşınmaz hakkında mirasbırakanın kardeşleri tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 2005/109 Esas sayılı dosya ile açılan davada temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini ve anılan kararın kesinleştiğini, kök mirasbırakanlar tarafından babası ...’a yapılan temlikin iptaline karar verilmesi nedeniyle babası ... tarafından davalıya yapılan bağışın da geçersiz olduğunu, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazın mirasbırakan tarafından kendisine bağışlandığını, muvazaa iddiasının ileri sürülemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin, 15/03/2016 tarihli, 2014/205 E. - 2016/68 K. sayılı kararı ile; temlikin satış değil bağış suretiyle gerçekleştirildiği ve bağış işleminin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Onama Kararı

Dairenin 10/02/2020 tarihli, 2016/14682 E. - 2020/756 K. sayılı kararı ile; işlem bağış olduğundan 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının olayda uygulama yerinin bulunmadığı, tenkis de istenmediği, Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/109 E. - 2008/18 K. sayılı ilamında ise kök mirasbırakan ... ...’ın tarafların babası ...’a yaptığı temlik bakımından muvazaa iddiasında bulunulduğu gerekçeleri ile karar onanmıştır.

3.Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4.Karar Düzeltme Kararı

Dairenin 26/10/2020 tarihli, 2020/2586 E. 2020/5440 K. sayılı kararı ile; ''...davacının dava dilekçesinde sadece kendi mirasbırakanı ...’ın muvazaasını değil, kök mirasbırakanlarının muvazaaları nedeniyle açılan davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, kararın kesinleşmesi ile mirasbırakanı ...’a yapılan ilk satışın muvazaalı olduğu için iptal edildiğini ve buna bağlı olarak davalıya yapılan bağışın da geçersiz olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazdaki mirasbırakan ...’ın mirasbırakanlarından kendisine temlik edilen payların Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/109 Esas sayılı davasında iptaline karar verildiği ve temlikin muvazaalı olduğunun sabit olduğu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesi ile davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

5. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 11/03/2021 tarihli, 2021/4 E. - 2021/80 K. sayılı kararıyla; Dairenin bozma ilamında belirtilen gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

6. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ...'ın oğlu olan ...'a dava konusu taşınmazı bağış suretiyle temlik ettiğini, bu nedenle bu olayda 1/4/1974 tarihli ½ sayılı İBK'nın uygulanma olanağı bulunmadığını, tenkis talebinin de zamanaşımına uğradığını, ...'a ... Akgül'den gelen 3/32 payın ise muvazaa ile illetli olmadığını, davalının bir kısım payı ihale yolu ile satın aldığını, harç ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

8. Gerekçe

8.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

8.2. İlgili Hukuk

8.2.1. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.

8.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

8.3. Değerlendirme

8.3.1.Somut olayda, dava konusu 466 parsel sayılı taşınmazda kök mirasbırakan ...’nin 15/32, ...’ın ise 14/32 payı olduğu, ... ve ...’nin paylarını 21/09/1964 tarihinde oğulları ..., ... ve ...’ye temlik ettikleri, ..., ... ve ...’nin taşınmazdaki dava dışı ...’ye ait 3/32 payı da Sincan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/371 E. 2000/936 K. sayılı ilamı ile edindikleri ve taşınmazda 1/3’er paydaş oldukları, mirasbırakan ...’ın 1/3 payını 15/04/2004 tarihinde bağış suretiyle oğlu ...’a temlik ettiği, Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/109 Esas sayılı davasında davacılar ...’ın, aralarında eldeki davanın konusu olan 466 parsel sayılı taşınmazın da yer aldığı 6 parça taşınmaz için davalılar ... ..., ... ..., ... ..., ... ve ... ... mirasçıları aleyhine muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulundukları, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, anılan kararda mirasbırakan ...’nın 466 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı ...’a bağış suretiyle temlik etmişse de davalı ...’ın aynı ailenin bireyi olmakla muvazaalı işlemi bilen, bilmesi gereken kişi konumunda olduğundan iyiniyetli sayılamayacağının ve tapu siciline güven ilkesinden yararlanamayacağının belirtildiği, mirasbırakan ...’ın 14/09/2005 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak son eşi ...’nın kaldığı anlaşılmakta olup, hükmüne uyulan bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapılarak mirasbırakan ...’ın mirasbırakanlarından kendisine temlik edilen payların Sincan 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/109 Esas sayılı davasında iptaline karar verildiği ve temlikin muvazaalı olduğunun sabit olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının, yerinde olmadığından reddine.

8.3.2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, dava konusu taşınmazda paydaş olan dava dışı ...’nin 3/32 payı, açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda mirasbırakan ..., ... ve ... adına 1/32’şer paylı olarak hükmen tescil edilmiş olup, mirasbırakan ...’nın 15/04/2004 tarihinde davalı oğlu ...’a temlik ettiği 1/3 payın içinde muris muvazaası olgusu ile ilgisi olmayan dava dışı ...’den gelen 1/32 payın da olduğu sabittir.

Diğer taraftan, dava dışı mirasçıların açtıkları muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davaları sonucunda ...’nin dava konusu taşınmazda 11/128, ... mirasçıları ... ve ...’nın 7/64’er oranında paydaş oldukları, dava dışı mirasçılar lehine hükmen tescil edilen bu payların ise davalı ... ile dava dışı ... ve ... tarafından açılan dava sonucunda Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/11 sayılı satış dosyası ile tekrar davalı ... ile dava dışı ... ve ... adına tescil edildiği ve bu şekilde davalı ...’ın taşınmazda tekrar 1/3 oranında paydaş olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan, dosya içeriğindeki güncel tapu kaydından; dava konusu 466 parsel sayılı taşınmazın 22/A uygulaması sonucunda 120 ada 2 parsel sayılı taşınmaza gittiği ve eski sayfanın kapatıldığı görülmektedir.

Hal böyle olunca, mirasbırakan ...’a kök mirasbırakanlar ... ve ...’den satış suretiyle temlik edilen eski 466 parseldeki 29/96 pay ile davalı ...’ın dava dışı mirasçılardan satış dosyasında yapılan ihale ile devraldığı paylar dikkate alınarak ve gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca, yeni parsel numarası ile infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, dava dışı ...’den ve dava dışı mirasçılardan davalı ...’a gelen paylar dikkate alınmaksızın ve kaydı kapatılan parsel esas alınmak suretiyle infazı mümkün olmayacak biçimde hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

1. Yukarıda (IV/8.3.1). numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. (IV/8.3.2). numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.