"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 111 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, 111 ada 9 parsel sayılı taşınmazın paylı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, davacının malik olduğu 4.717 m2 lik kısmın hatalı olarak 111 ada 9 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, bu durumun taraflar arasında daha önce görülen ve kesinleşen müdahalenin men-i ve tespite itiraz davalarında kesinleştiğini ileri sürerek bu kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın kadimden beri davalıların elinde olduğunu, taşınmazın sınırında da bir değişiklik olmadığını, davacı tarafından delil olarak bildirilen dosyanın bu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2005 tarihli ve 2003/486 E., 2005/51 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ..., ...ile davalılar ..., ..., ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 14.04.2015 tarihli ve 2015/6333 Esas, 2015/3928 Karar sayılı kararıyla, “ davalılar ... ve ...’nin temyiz isteminin süreden reddine, ...diğer temyiz itirazlarına yönelik olarak; tespit maliklerinden ...’in 20.01.2002 tarihinde mirasçılarından ...’in 26.09.2005 tarihinde öldüğü, mirasçılarının usulüne uygun olarak davaya dahil edilemediği, bu sebeple taraf koşulunun sağlanması, dava dilekçesi ve duruşma gününün bu mirasçılara tebliğ edilerek davaya karşı savunma ve delillerinin sorulup saptanması gerektiği..." belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2020 tarihli ve 2015/633 E., 2020/18 K. sayılı kararıyla, Kadastro Mahkemesi dosyasında bilirkişi ... ... 05/07/2002 tarihli rapor ve krokisinde E harfi ile göstermiş olduğu 4.717,52 m2'lik kısmın davalılara ait 111 ada 9 parsel içerisinde kalmayıp, davacıya ait olduğunun kesin hüküm ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... Kadastro Mahkemesinin 05.07.2002 tarihli teknik bilirkişi raporunda E harfi ile gösterilen 4.717,00 m2 lik kısmın 111 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ..., ..., ..., ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dosyada toplanan delillerden davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde isabetsiz davranıldığını,bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, yeniden keşif yapılarak tapu kayıtlarının sağlıklı bir şekilde uygulanmadığını, davalı ...’in ölü olduğunu mirasçılarına uygun şekilde tebligat yapılmadığını, daha önceki keşfe katılmayan bilirkişiler ile keşif yapılması gerekirken bu hususa dikkat edilmeden bu bilirkişilerin mesai arkadaşı konumunda olan bilirkişiler ile keşif yapıldığını belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
I. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun
190. maddesi şöyledir; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun
6. maddesi şöyledir; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
HMK 303.maddesinde,
“(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, ... Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.
(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.”
713/1. maddesi şöyledir; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun
14. maddesi şöyledir; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
20.maddesi şöyledir;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.”
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bozma ilamına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafın temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle
Bir kısım davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 359.97 TL bakiye onama harcının temyize eden davalılardan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.07.2023 gününde oy birliği ile karar verildi.