Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6944 E. 2021/7813 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan bir kısmının açtığı tapu iptali ve tescil davasında, diğer mirasçıların davaya dahil edilmemesi nedeniyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı mirasçılara diğer mirasçıların davaya katılımı veya muvafakatleri ya da terekeye temsilci atanması için kesin süre vermeksizin, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.01.2016 gün ve 2008/110 Esas - 2016/84 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan, Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 gün ve 2016/17527 Esas - 2020/1611 sayılı kararın düzeltilmesi süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

Kadastro sonucu, ... İli, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı ve 3.650,08 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar ... ve müşterekleri, maliki bulundukları ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında yüzölçümünün eksik belirlendiğini ve eksik kısmın dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, ... ada ... parsele giriş yapan, zemindeki yolların paftasında gösterilmesini, yine ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ile aynı ada ... parsel arasında bulunan ve paftasında gösterilen yolun, gerçekte var olmaması sebebiyle paftadan terkini talep ederek dava açmıştır.

Davalı ise cevaben, adına kayıtlı taşınmaz ile davacılar adına kayıtlı taşınmazın sınırlarının zeminde mevcut olup, herhangi bir taşkınlık bulunmadığını, davacı tarafın kadastro tespitinden önce de adına kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak davalar açtığını ve bu davaların açılmamış sayılma ve husumet yokluğu nedeniyle ret kararıyla sonuçlandığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 tarih ve 2016/17527 Esas, 2020/1611 Karar sayılı ilamıyla onanmış, iş bu onama ilamına karşı davacılar vekili bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Mahkemenin, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın davacıların müşterek murisi olan ... adına kayıtlı olup, İlyas’ın terekesinin iştirak halinde bulunduğu ve İlyas’ın davacılar dışında başkaca mirasçıları da olduğu, hal böyle olunca İlyas terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan davalı aleyhine açılan eldeki davanın yürütülebilmesi için İlyas’ın davada yer almayan diğer mirasçılarının da davaya muvafakat etmeleri veyahut murisin terekesine temsilci atanması gerektiği yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece 15.10.2015 günlü celsede, “muris ...’ün veraset ilamını çıkartıp dosyaya sunmak ve varsa davacılar dışında mirasçılar bulunması halinde TMK’nın 701 ve ilgili maddeleri gereğince veraset ilamında yer alıp davada yer almayan mirasçıların muvafakatlarını almak, alınamadığı takdirde terekeye temsilci atamak üzere davacı vekiline önümüzdeki celseye kadar süre verilmesine” karar verilmiş, 28.01.2016 günlü bir sonraki celsede hazır bulunan davacılar vekili, ...’ün veraset ilamını ibraz etmiş ve davada yer almayan İlyas mirasçılarının muvafakatlarını almak üzere tarafına süre verilmesini talep etmiş, Mahkemece davacılar vekilinin talebi ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, “aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine” karar verilmiştir.

Bir davanın esası hakkında değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle taraf ehliyetinin bulunması zorunlu olup, dava şartı olan bu hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi gereğince mahkemelerce de re'sen gözetilmesi gerekir. Yine aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince, mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut olayda, Mahkemece davacı vekiline “bir sonraki celseye kadar” verilen sürenin kesin olduğu belirtilmediği gibi davacı vekiline dava şartı noksanlığını tamamlamak üzere kesin süre verilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.

Hal böyle olunca, davacı tarafa davada yer almayan diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi için yöntemine uygun şekilde süre ve imkan verilmeli, verilen süre içerisinde aktif dava ehliyeti eksikliğinin giderilmesi halinde işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Hükmün yukarıda açıklandığı üzere bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2020 gün ve 2016/17527 Esas, 2020/1611 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/12/2021 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.