"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11/03/2021 tarihli ve 2020/217 Esas - 2021/72 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 08/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat Ahmet Kaan Bayraktar geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 106 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki 9 no.lu bağımsız bölümünü daha önceden tanıdığı dava dışı ... ... aracılığı ile davalı ...’a satma konusunda anlaştıklarını, davalının, bir kısım altınlarını bozdurması gerektiği, bu sebeple taşınmazın bedelini tapu ferağı sırasında ödeyeceği telkini üzerine aracı olan şahsı tanıyor olmasının oluşturduğu güven ile satış bedelinin devir işlemi sırasında ödeneceğini düşünerek 14/11/2014 tarihinde dava konusu taşınmazı davalıya devrettiğini, ancak davalının sürekli kendisini oyalayarak satış bedelini ödemediğini, hileli davranışlarla taşınmazının elinden alındığını belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, nitekim bu hususun dava konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi senet ile de sabit olduğunu, resmi senedin aksinin aynı nitelikte bir belge ile ispat edilebileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21/04/2016 tarihli ve 2015/41 E., 2016/389 K. sayılı kararıyla; satış bedelinin ileriki tarihlerde ödeneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmamakta olup aksine davacıda bedelin hemen ödeneceğine dair güven ortamı oluşturularak tapunun devrinin sağlandığı, satış bedelinin ödenmediği, bu haliyle davacının hileye maruz bırakıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 23/01/2020 tarihli ve 2016/13860 E., 2020/414 K. sayılı kararıyla; "Somut olaya gelince; davalının cevap dilekçesinde tanık deliline dayandığı ve 28.10.2015 tarihli dilekçesi ile de tanık isimlerini bildirdiği, ne var ki Mahkemece 24.03.2016 tarihli celsede; “davanın hukuki niteliği dosyanın kapsamlı ve mevcut delil durumu dikkate alınarak davalı tanıklarının dinlenilmesinin yargılamaya yenilik katmayacağı anlaşılmakla bu aşamada dinlenilmesinden vaz geçilmesine” şeklinde ara karar kurularak davalı tanıklarının dinlenmediği, bu nedenle eksik araştırma ve inceleme neticesinde sonuca gidilerek karar verildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri delillerin eksiksiz toplanması, davalı tanıklarının da dinlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11/03/2021 tarihli ve 2020/217 E., 2021/72 K. sayılı kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/1-502 Esas - 2010/536 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında her türlü delil ile hilenin varlığının ispatlanabileceği, dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında davacının dava konusu taşınmazı devri hususunda davalının hileli davranışları sonucu davacıda güven algısının oluşturulduğu, davalının davranışları sonucunda bedelin devirden hemen sonra ödeneğine ilişkin taraflar arasında bir anlaşma bulunmasına rağmen dava konusu taşınmazın bedelinin ödenmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ile vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davalı vekili, davacı tarafın iddialarının her türlü dayanaktan yoksun olduğunun Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/6386 Soruşturma ve 2015/261 Karar sayılı dosyası ile sabit olduğunu, anılan soruşturma dosyasında Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kararda hilenin tespit edilememiş olmasının, davalı müvekkiline atılı söz konusu suçlamaların mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu açıkça gösterdiğini, dinlenen tanık beyanlardan da anlaşılacağı üzere davalı müvekkilinin davacının iradesine uygun olarak satış işlemini yaptığı ve taşınmaz bedelinin müvekkili tarafından davacıya verildiğini, davacı tanıklarının beyanlarının duyumdan ibaret olduğunu, çelişkili olduğunu, TBK 235. maddesi gereği; resmi senette satış bedeli ödenmediği takdirde satılanın satıcıya iade edilmesi yönünde bir ihtirazi kayıt konulmadan, satıcının bedelin ödenmemesi gerekçesiyle dönme hakkının kullanılmasının yasalara ve usule aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
6.3. Değerlendirme
Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın (IV/6.2.) no.lu paragrafındaki yasal ve hukuksal nedenlere, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 4.157,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.