"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, dava konusu taşınmazdaki paylarını taşınmaz üzerine 3 katlı binayı yapan ...’den satın aldıklarını, her katta bir daire olup davacılar ve davalı ... tarafından bir dairenin satın alındığını, buna ilişkin beyanname düzenlendiğini, davalı ...’in ise taşınmaza daha sonra kat yapma ihtimaline binaen 69/114 payını uhdesinde tuttuğunu, ancak sonra yurt dışına çıktığını ve binanın bu haliyle kaldığını, davalı ...’in akrabası ...’i binanın vergi borcu olduğunu ve vekalet gerektiğini söyleyerek aldatıp ikna ederek ondan vekalet aldığını, hissesini kendi üzerine geçirdiğini, o payın Nadir’e fazladan kat çıkma şartıyla bırakıldığını, kat çıkmadığından taşınmazın tamamının üçe bölünmesi gerektiğini, 18 yıldır fiili taksim ettikleri taşınmazı bu şekilde kullandıklarını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 69/114 payın iptali ile denkleştirme yapılmak suretiyle davacılar ve davalı ... paylarının 38/114 olarak tashihen tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazda fazla payları olmasına rağmen yararlanamadıkları için ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, eldeki davanın da bu davadan sonra açıldığını, kandırmanın söz konusu olmadığını, Nadir’in bu yönde bir iddiasının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2018/224E., 2020/335K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; tarafların taşınmazı eşit olarak aldığını, fili taksim ile kullandıklarını, davalının iyiniyetli olmadığını, satışın gerçek olmadığını, davanın hatalı nitelendirildiğini, vekilin aldatmasına dayanmadıklarını, aldatıldığını ancak davanın dayanağının bu olmadığını, payın haksız ve yolsuz olarak davalı adına tescil edildiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, vekilin taşınmazı kendi adına almasının değerlendirilmediğini, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, tespit edilen değerin 2/3 oranında alınması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 15.02.2022 tarihli ve 2021/1167 E., 2022/210 K. sayılı kararıyla; kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulu olmayan taşınmazda 634 sayılı Kanun'un uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, davacıların taşınmazdaki binaya ilave kat çıkılmaması nedeniyle arsa payı düzenlemesi talep ettikleri, ancak davacıların taleplerinin yasal dayanağı bulunmadığı, diğer taraftan davalının dava konusu payı dava dışı önceki malikinden edindiği, davacıların bu pay üzerinde hiç bir zaman mülkiyet haklarının bulunmadığı, dava konusu sübjektif maddi hakka ilişkin hak sahibi olmayan davacıların hile iddiaları yönünden ise aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; imar mevzuatı müsaade etmediğinden davalı ...’in kat çıkamadığını, adına kayıtlı payın boşa çıktığını, karşılığı olmayan bu pay için tapu devri yapıldığını, davalının söz konusu payı haksız olarak ele geçirdiğini, ortaklığın giderilmesi davasının kötüniyetli olduğunu, 18 yıldır fiilen aynı şekilde kullanıldığını, satış işleminin gerçek olmadığını, payların farklı olmasını gerektirecek geçerli bir neden olmadığını, tamamen yolsuz ve hukuka aykırı tescil edildiğini, her kişiye 38/114 pay olması gerektiğini, davalı ...’un payının denkleştirme ile düzeltilmesi ve tescili gerektiğini, tescilin yolsuz hale geldiğini, taşınmaz değerinin fahiş belirlendiğini, vekalet ücretinin hatalı olarak hesaplandığını, davalıların 70.000TL bedelle aldığını beyan ettiğini, harç ve vekalet ücretinin bu değerden olması gerektiğini, rapordaki değer kabul edilecekse, taşınmazın dava konusu edilen kısmının 1/3 payı davalıya ait olacağından, kalan 2/3 pay dikkate alınarak vekalet ücreti hesaplanması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. ve 30. maddeleri uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği, dava değerinin belirlenmesinde, taşınmazdaki dava konusu davacı payının, dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı, takdir edilecek vekalet ücretinin de belirlenen bu değer üzerinden hesaplanması gerektiği açıktır.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, davacıların kendileri ve davalı ...'a ait payların 1/3’er olacak şekilde düzeltilmesini talep ettikleri, başka bir ifadeyle davalı ... adına kayıtlı 69/114 payın 2/3’üne isabet eden 46/114 payın tapu kaydının iptali ile adlarına eşit şekilde tescilini istedikleri, bu durumda dava değerinin (yapı dahil 46/114 payın değeri) 320.628,06TL olduğu, bu değer üzerinden davalılar lehine nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, davacılar aleyhine olacak şekilde taşınmazın keşfen belirlenen yapısız 69/114 payı üzerinden fazla vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
3. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3.) numaralı bendinde yer alan “30.901,77TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “30.893,96TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.