Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7175 E. 2023/2641 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıya ait taşınmazın bir kısmının kendilerine ait olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, iddia ettikleri mülkiyet hakkını ispatlayamamaları ve taşınmazın mevcut sınırlarının tapu kayıtları ve kullanım durumu ile uyumlu olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir,

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacılar vekili; ... ili, ... ilçesinde kain davalıya ait olan 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davacılara ait olduğunu ancak taşınmazın tamamının davalı adına tecil gördüğünü ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline ve müdahalenin men’ine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davalının taşınmazı 1999 yılında ...'ndan aldığını, başka bir davada davacılardan ...'nın tanık sıfatıyla taşınmazın sınırıyla ilgili beyanda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/10/2019 tarihli ve 2017/118 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararıyla; ispat yükünün davacıya düştüğü ancak davacıların nizalı taşınmazın hudutlarını dahi gösteremedikleri, bu hususun bilirkişi raporlarında da belirtildiği gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; tanıklarının gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, davalının sahip olduğu taşınmazda miktar fazlalığının mevcut olduğunu, tapu kayıtlarının incelenmeden karar verildiğini, davanın mevcut delillere göre ispatlandığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 24/03/2021 tarihli ve 2020/244 Esas, 2021/656 Karar sayılı kararıyla; somut olayda davacıların 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kendilerine ait olan taşınmazın eksik yüz ölçümü ile yazıldığını iddia ederek komşu taşınmazın tapu kaydının bir kısmının iptalini talep ettikleri, ancak; nizalı taşınmazın dayanak tapu kaydının sınırları itibariyle taşınmaza uyduğu ve taşınmazın iskan tarihinden bu yana aynı sınırlar dahilinde kullanıldığı hususu ile birlikte davacıların iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesinde “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakkında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır.” düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.