"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/317 E., 2019/394 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul - Kısmen Ret
Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Bingöl Merkez Çayağzı köyünde kadastro harici bırakılan bir adet ev, ahır ve bahçe bulunan taşınmazları davacıların 20 yıldan fazla bir zamandan beri kullandıklarını, tasarruf ve zilyetliğinin malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak devam ettiğini belirterek dava konusu taşınmazların davacılar adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dava davacısı Mahmet Alpağu, aynı yerlerin 1/2 pay ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, zilyetlik koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, taşınmazların nizasız ve fasılasız bir şekilde 20 yıldan fazla süreyle malik sıfatıyla kullanıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Bingöl ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan kadastro teknisyeni bilirkişileri ... ve ... tarafından düzenlenen 18.10.2012 havale tarihli raporuna ekli krokide (K) harfi ile gösterilen 25.675,67 m2'lik taşınmazın davacı ... adına, ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1.718,445 m2'lik yüz ölçümüne sahip taşınmazın davacı ... adına, ekli krokide (G) harfi ile gösterilen 135,60 m2'lik yüzölçümüne sahip taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.02.2016 tarihli ve 2015/2595 Esas, 2016/1154 Karar sayılı kararıyla; "Taşınmazların davacıların babalarından intikal ettiği belirlenmiş olması karşısında babalarından davacılara ne şekilde intikal ettiği, mirasbırakanın başkaca mirasçılarının bulunup bulunmadığı, başka mirasçıları var ise; bunlar arasında taksim yapılıp yapılmadığı ve bu taksimde dava konusu yerlerin kimlere kaldığı hususlarında gerekli araştırmalar yapılmamıştır; taşınmazlar davacıların babalarından intikal ettiğine göre tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK'nın 640 ıncı ve 702 nci maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranmakta yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılabilmektedir. Dava da tasarrufi bir işlemdir, mirasbırakanın başka mirasçısı varsa ve taksim yapılmamış ise mirasçılardan bir veya ikisinin Hazineye karşı tek başlarına dava açamayacakları hususunun göz önünde bulundurulması gerektiği halde bu yönde herhangi bir araştırma yapılmaması isabetsizdir. Ayrıca, dava dilekçesinde dava, ... ve ... tarafından açıldığı halde hükmün yalnızca ... hakkında kurulması, karar başlığında ...'nun gösterilmemesi ve dosya muhteviyatında da Mehmet hakkında bir işlem yapılmadığı, dava konusu yerler her iki kardeşe ait olduğu halde davacı ...'nin ancak 1/2 payı olduğu nazara alınmadan dava konusu taşınmazların tamamının ... adına tesciline karar verilmesi ve davacı ... hakkında hüküm kurulmaması da yerinde değildir. Kabule göre de; Mahkemenin gerekçeli kararında fen bilirkişi raporuna ekli haritada (G) harfi ile gösterilen alan açısından davanın reddine karar verildiği açıklandığı halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında (G) harfi ile gösterilen kısım açısından da davanın kabulüne karar verilmiştir. Böylece gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 298/2 nci maddesi uyarınca gerekçeli kararın hüküm fıkrasına uygun olması zorunludur. HMK'nın 298/2 nci maddesine aykırı olarak gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması da isabetsiz" olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl ve birleştirilen dava yönünden zilyetlikle kazanım şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, Bingöl ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan kadastro teknisyeni bilirkişileri ... ve ... tarafından düzenlenen18.10.2012 hakim havale tarihli raporuna ekli krokide (K) harfi ile gösterilen 25.675,67 m2'lik taşınmazın 1/2'sinin davacı ... adına ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1.718,445 m2'lik yüz ölçümüne sahip taşınmazın 1/2'sinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; birleştirilen dava yönünden, ekli krokide (K) harfi ile gösterilen 25.675,67 m2'lik taşınmazın 1/2'sinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1.718,445 m2'lik yüz ölçümüne sahip taşınmazın 1/2'sinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, bölgede toplulaştırma yapıldığını, çekişmeli taşınmazların hangi parsele denk geldiğinin belirlenmediğini, eksik araştırma ile karar verildiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tescil harici bırakıldıktan sonra ihdasen tescil edilen yerin tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacı, Bingöl Merkez ilçesi, ... Mahallesinde tescil harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır.
2. Mahkemece kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği için aranan şartların bulunduğu gerekçesiyle kabule karar verilmişse de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa bu tutanakların dayanağı belgeler getirtilmemiş, belgelerdeki sınırların dava konusu taşınmazı ne şekilde okuduğunun tespiti yapılmamıştır. Bunun yanında, davacılar adına senetsizden tespit edilen taşınmazlara ilişkin araştırma usulüne uygun şekilde yapılmamıştır. Yetersiz hava fotoğrafı incelemesi ve eksik araştırma ile hüküm kurulmuştur.
3. O halde Mahkemece, dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları (tespite esas dayanakları) tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, bölgede toplulaştırma yapıldığı anlaşıldığına göre taşınmaza ilişkin kroki eklenerek toplulaştırma sonucunda oluşan tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, hükmen oluşmuş iseler mahkeme dosyaları celp edilmelidir.
4. Bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, özellikle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.
5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, değerlendirme tarihi açıkça yazılmak suretiyle üzerinde bulunan ağaç türü ve yaşlarını belirten, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hâkiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalıdır.
6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın taşlık-çalılık gibi imar ihyaya muhtaç olan yerlerden mi yoksa boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.
7. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, toplulaştırma sonucunda hangi parsele isabet ettiği tespit edilmeli, bundan sonra taşınmazın öncesine ait niteliği doğru şekilde belirlenerek imar-ihya gerektirmeyen yerlerden olması halinde 20 yıllık zilyetlik süresinin dava tarihine kadar gerçekleşmesi gerektiği dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
8. Kabule göre de, toplulaştırma sonucuna göre dava konusu edilen taşınmazın hangi taşınmazın içerisinde kaldığı belirlenmeli, Hazine dışında tapu maliki bulunduğunun tespit edilmesi halinde usulünce onlara da husumet yöneltilmesi gerekeceğinin düşünülmeli ve davanın tapu iptal ve tescil davasına döndüğü de göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Değinilen hususlar göz ardı edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.