"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 2773 ada 41 parsel sayılı Harameyn Muhteremeyn ve Ayasofya Kebir Vakfından icareli taşınmazın, 28/162 payının ... oğlu ... adına, 56/162 payının ... kızı ... adına kayıtlı olduğunu, İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/198 Esas ve 2004/430 Karar sayılı kararı ile paylarının Hazine adına tesciline karar verildiğini, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı 84/162 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile Harameyn Muhteremeyn ve Ayasofya Kebir Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, öncelikle vakfın türünün ve niteliğinin tespit edilmesi, bu sebeple uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2018/487 E., 2020/232 K. sayılı kararıyla; taşınmazın vakıf malı olduğu, vakfına rücu etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece vakfın türü ve niteliği konusunda bilirkişiden rapor alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazda vakıf şerhinin bulunmadığı, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. madde şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerindeki vakıf şerhi terkin edilse dahi vakfa dönebileceğini, taşınmazın geldisinde vakıf şerhi olduğunu, Hazine adına tescil yapılamayacağını, Mahkemenin davalı yasal hasım olduğundan vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kararının da hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Kanunu’nun 17. maddesinde; “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava konusu 2773 ada 41 parsel sayılı 13,50 m2 miktarlı kargir dükkan nitelikli taşınmazın geldisinin 2773 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar olduğu, 2773 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde tapu kaydına istinaden 1/3 payının ... oğlu ..., 2/3 payının ... kızı ... adına 04.08.1936 tarihinde tescil edildiği, nevi hanesinde vakıf şerhi olmadığı, 2773 ada 11 parsel sayılı taşınmazın da tapu kaydına istinaden 1/5’er payla ..., ..., ..., ... ve ... adına 18.01.1936 tarihinde tescil edildiği, 2773 ada 11 parsel sayılı taşınmazın dayanak tapu kaydında nevi hanesinde Haremeyni Muhteremeyin ve Ayasofyayı Kebir Cibayeti Bedestanı Atik Vakfı ibaresinin bulunduğu, 2773 ada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının bulunmadığı, tespitte belirtilen ve ekli 20.07.1926 tarihli 321, 39-77 no.lu kayıttta “Haremeyen Muhteremeyin Vakfı gedikatından ressam basmacılarda eski 40 no ile murakkam şehriye 30 akçe icarei müecceleli bir bap yalıkçı dükkan gediğinin sülüsan hissesi ... H. binti ... ve sülüs hissesi oğlu Burahanettin bini hafız ...’ın 14/H/284 tarihi ile uhtelerinde olup münakale yoktur.” şeklinde belirtildiği, bahsi geçen 14 H. 1284 tarihli temessük kaydının Vakfı mezbur(Ayasofya) başlıklı olup içeriğinde yerin ..., Tahir ve ...’e intikalden Tahir’in çocuksuz ölümü ile ... Hanım binti valide-eş şeklinde ve ...’in payının da ... Hanım’a geçtiğinden bahsedildiği, 2773 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların 19.09.1996 tarihinde şuyulandırma ile 2773 ada 41 parsel sayılı taşınmaz olduğu, 56/162 payın ... kızı ..., 28/162 payın ... oğlu ... adına tescil edildiği, İstanbul 1. Sulh Hukuk Hakimliği 13.03.1991 tarihli ve 1990/846-1991/99E-K sayılı kararıyla kayıt maliklerine İstanbul Defterdarı’nın kayyım tayin edildiği, davalı Hazine tarafından kayyım aleyhine açılan gaiplik ile tapu iptali ve tescil davası neticesinde İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/198 Esas, 2004/430 Karar sayılı kararı ile kayıt malikleri ... ve ...’nin gaipliklerine, paylarının Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 14.03.2005 tarihinde kesinleştiği, 84/162 payın hükmen 25.06.2007 tarihinde davalı adına tescil edildiği, taşınmazda vakıf şerhi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu taşınmazın geldisi olan 2773 ada 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 6.7.1936 tarihli yazıda taşınmazın kaydının, cinsinin, vakıf ile alınmışsa kayıt tarihinin sorulduğu, 20.7.1936 tarihli cevabı yazıda Haremeyni Muhteremeyin Vakfından olduğunun bildirildiği, ne var ki bu belgenin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından değerlendirmediği anlaşılmaktadır.
4. Bilindiği üzere, bir taşınmazın vakfına dönmesi için tapu kaydında vakıf şerhi olması şart olmayıp aslının vakıf malı olması yeterlidir.
5. Hal böyle olunca, taşınmazın kadastro tespitine dayanak tapu kaydının temini ile yukarıda bahsi geçen belgelerin de değerlendirilmesi suretiyle taşınmazın vakıf malı olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.