Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7293 E. 2022/899 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışının muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, mirasbırakanın temlik işlemini mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığını ispatlayamamaları ve bozma kararına uygun şekilde hüküm kurulması gözetilerek, taşınmaz satışının geçerli olduğu kabul edilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.1. Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin mirasbırakanı ...’in 1979 parsel sayılı taşınmazdaki dubleks evi baldızı olan davalı ...’a temlik ettiğini, devrin mal kaçırma amacıyla yapıldığını, mirasbırakanın bir kaç kez beyin kanaması geçirdiğini bu durumdan faydalanan eşi ve ...’ın taşınmazı bedelsiz olarak vermeye ikna ettiklerini, ...’ın da taşınmazı muvazaalı olarak akrabası olan davalı ...’a temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

1.2. Yargılama sırasında, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve adı geçen davacı tarafından yeniden aynı iddiayla dava açılarak eldeki dava ile birleştirilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde, mirasbırakanın borçları olduğunu, bu nedenle taşınmazı ...’a sattığını, bedeli ile alışkın olduğu lüks hayatı devam ettirdiğini ve bir takım borçlarını ödediğini, öğretmen olan ...'ın ekonomik durumunun iyi olduğunu, ...’ın taşınmazı alırken ...’nin eşinden borç aldığını, borcu ödemek için taşınmazı ...’ye temlik ettiğini, devirlerin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19/04/2016 tarihli ve 2011/214 E. 2016/169 K. sayılı kararıyla; asıl davada, davanın davacılardan ... yönünden açılmamış sayılmasına karar verildiği için ... yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacılar ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen davada ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairemizin 25/11/2019 tarihli ve 2016/14002 E., 2019/6060 K. sayılı ilamıyla, “Somut olayda, dinlenen davacı tanıkları temliklerin muvazaalı olduğu yönünde bir beyanda bulunmadıkları gibi, davacılar tarafından mirasbırakanın kendilerinden mal kaçırmasını gerektirir somut bir neden de ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla, davacılar temliklerin muvazaalı olduğu iddiasını kanıtlayamamışlardır. Öte yandan, bedeller arasındaki fark da tek başına muvazaanın kanıtı değildir. Hal böyle olunca, davacıların iddialarını HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri gereği kanıtlayamadığı gözetilerek asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 02/03/2021 tarihli ve 2020/347 E. 2021/46 K. sayılı kararıyla; davacı tanıklarının yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu ve murisin davacılardan mal kaçırma amacıyla ilgili herhangi bir beyanda bulunmadıkları, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, mirasbırakanın diğer taşınmazlarının hacizli olması nedeniyle devredebileceği tek taşınmazın davaya konu taşınmaz olduğunu, çevresinde saygın bir insan olduğundan aile ilişkilerini çevreyle paylaşmadığını, mirasbırakanın mal kaçırma amacının resmi kurum kayıtlarıyla ortaya konulduğunu, diğer malları nedeniyle mirasçıları icra takipleriyle uğraşırken eşinin avantaj sağladığını, tanıkların taşınmazın fiilen el değiştirmediğini, mirasbırakanın ölene kadar ciddi şekilde rahatsız olduğunu ve davalı ...’nin taşınmazı hiç kullanmadığını beyan ettiklerini, taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.2.3. 6100 sayılı HMK’nin 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (IV/6.2.) numaralı bentlerinde açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan (IV/2) numaralı bendinde belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı bentte gösterilen gerekçe ile yazılı karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.