Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7296 E. 2023/1385 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 101 ada 56 parsel, 101 ada 58 parsel, 101 ada 75 parsel, 102 ada 101 parsel, 104 ada 12 parsel, 104 ada 24 parsel, 115 ada 2 parsel, 122 ada 33 parsel, 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ...’den intikal ettiğini, tüm mirasçıların bir araya gelerek dava konusu taşınmazlardaki payları 4 erkek kardeş adına 1/4’er paylı olarak tescil edilmesi için davalının eşi ...’yı Üsküdar 16. Noterliği'nin 06.12.2010 tarihli vekaletnamesi ile vekil tayin ettiklerini, çekişme konusu taşınmazların kendisi, davalı ve dava dışı kardeşleri ... ile ... adına 1/4 oranında tescil edilmesi gerekirken, tamamının davalı ... adına tescil edildiğini, kendisine bedel ödenmediğini, ayrıca 104 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerinde altı dükkan üst tarafı 4 katlı mesken vasıflı yapıyı davalı kardeşi ile birlikte inşa ettiklerini, tapu kaydının davalı kardeşi adına olduğunu, tüm bu işlemlerin dava dışı vekil ... ve davalının hileli davranışları nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürerek, dava konusu 101 ada 56 parsel, 101 ada 58 parsel, 101 ada 75 parsel, 102 ada 101 parsel, 104 ada 12 parsel, 104 ada 24 parsel, 115 ada 2 parsel, 122 ada 33 parsel, 122 ada 46 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının ¼ payının iptali ile adına tesciline, davalı ile birlikte 104 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa ettikleri 4 katlı binanın tapu kaydının 1/2’sinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, devirlerin davacının bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, 104 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının kendisi tarafından inşa edildiğini, tüm masraflarının bizzat kendisi tarafından karşılandığını, davacının herhangi bir katkısının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından dava dışı ...’ya verilen 06.12.2010 tarihli vekaletname uyarınca dava konusu taşınmazlardaki paylarının davalı kardeşine 29.12.2010 tarihinde temlik edildiği, eldeki davanın ise 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.10.2016 tarihinde açıldığı, tarafların kardeş oldukları ve aynı evde yaşadıkları, dava tarihinden hemen önce devirleri öğrenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, 104 ada 24 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının davacı tarafından davalı ile birlikte inşa edildiğine dair iddianın dosya kapsamına göre ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, toplanan deliller itibari ile somut olayda hak düşürücü sürenin geçmediğini, hak düşürücü sürenin geçmesi iddiasında ispat yükünün davalıda olduğunu ve bunun usulünce ispatlanamadığını, toplanan deliller itibari ile iddiaları sübut bulduğundan davanın kabulü gerektiğini, yine Mahkemece davalı yararına hükmedilen ücreti vekaletin ise en fazla maktu olması gerektiğini, oysa nispi vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın kaldırılması ile yeniden karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.

2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.