Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7350 E. 2022/5286 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde asıl dosya davacısı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.1. Asıl davada davacı asil, mirasbırakanları ...’un 889 parsel sayılı taşınmazını çocukları davalılara satış yoluyla devrettiğini, davalı ...’ın işi ve geliri olmadığını, davalı ...’in ise ortaokulda katiplik yaptığını, yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve bedelsiz olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

1.2. Birleştirilen davada davacılar 889 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davalı ...’in kredi kullanması için mirasbırakan tarafından görünürde davalıya satıldığını, devir tarihi itibariyle davalının ev hanımı olup taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığını, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

2.1. Asıl davada davalı ... vekili, satışın gerçek olduğunu, davalının taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, mirasbırakanın da bu paraya ihtiyacı olduğunu, davalının kamu kurumunda çalışmasının yanı sıra, ... ticareti ve lokanta işletmeciliği yaptığını, ayrıca icradan aldığı taşınmazları yüksek karla satarak kazanç elde ettiğini, taşınmaz üzerindeki 4 katlı yapının son 2 katının davalı tarafından inşa edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.2. Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili, ... kurumundan kredi çekilerek davaya konu taşınmazı satın aldığını, satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

3.1. Mahkemenin 05/04/2012 tarihli ve 2008/62 E. 2012/37 K. sayılı kararıyla asıl davanın, 11/10/2012 tarihli ve 2012/16 E., 2012/100 K. sayılı kararıyla birleştirilen davanın kabulüne ilişkin verilen kararlar Dairece sırasıyla 29.05.2014 tarihli ve 2013/18600 E., 2014/10573 K. sayılı ve 29.05.2014 tarihli ve 2014/7226 E., 2014/10529 K. sayılı kararlarla dosyaların birleştirilerek yargılamaya devam olunması gereğine değinilerek bozulmuştur.

3.2. Mahkemece bozma kararlarına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 27/01/2016 tarihli ve 2015/10 E. 2016/14 K. kararla asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen dosyada davacılar vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 04/07/2019 tarih ve 2016/10607 E., 2019/4357 K. sayılı kararıyla; “…Dinlenen davacı tanıklarının bir kısmının dava konusu temliklere ilişkin bilgi sahibi olmadıkları, diğerlerinin beyanlarıyla da mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir bir nedenin ve muvazaanın varlığı konusunda somut bir olgunun ortaya konulamadığı, davalı tanıklarından ... ile ...’nın ise temliklerin gerçek satış işlemi olduğunu belirttikleri, öte yandan 1976 tarihli işlemde satış bedeli olarak belirlenen 25.000 TL’nin 9.500 TL’sinin nakit olarak ödendiği, kalan 16.500-TL’sinin ise taşınmaz üzerindeki ipotek karşılığı mahsup edildiğinin belirtildiği, asıl davada davalı birleştirilen davada davacı ... tarafından açılan muhdesatın tespiti istemli davada çekişmeli taşınmazdaki 2. ve 3. katlarda bulunan muhdesatın Şevket tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verildiği, değinilen bütün bu ilke ve olgular karşısında asıl ve birleştirilen davada davacı tarafça muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı açıktır.

Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 26/11/2020 tarihli ve 2020/11 E. 2020/61 K. sayılı kararıyla; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak her iki davalı aleyhine açılan davaların reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dosyada davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; davalılardan Şükran’ın 22/07/2010 tarihli duruşmada davaya konu taşınmazda tüm mirasçıların hakkının bulunduğunu beyan ettiğini, miras hakkının gasp edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

6.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan (IV/2.) numaralı paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı ...’nun yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, alınması gereken 80,70 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.