Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7405 E. 2023/2069 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın davacı ... yönünden aktif husumete ilişkin dava şartı yokluğundan reddine, davacı ... yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, 1455 ada 32 parsel sayılı taşınmazın usulsüz ihale ile davalı ...’a satıldığını, icra dosyasında yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, hiçbir borcunun bulunmadığını, davalının hukuki bir dayanağı olmamasına rağmen gayrimenkulünü hileli bir şekilde icra yoluyla alarak tapuda adına tescil ettiğini, tescil nedeniyle ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/254 Esas sayılı istirdat davasının açıldığını, davanın kabulüne karar verilerek borcu olmadığının ve taşınmazın tescilinin usulsüz olduğunun ispatlandığını ileri sürerek tapu iptali ile tescile ve tazminata hükmedilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, ... 35. İcra Müdürlüğünün 2009/9571 E. sayılı takip dosyası ile alacaklı Şakir ... tarafından takip başlatıldığını, anılan dosyadaki alacak için ... ... 23. İcra Müdürlüğünün 2010/30808 talimat sayılı dosyasında davacı ... adına kayıtlı haczedilen taşınmaz için satış kararı verildiğini, taşınmazın 14.11.2011 tarihinde yapılan açık arttırma ile 276.500,00 TL bedelle kendisine ihale edildiğini ve bedelin dosyaya yatırıldığını, davacının ihalenin feshi davası açtığını ancak davanın reddine karar verildiğini ve taşınmazın adına tescil edildiğini, tescilden sonra taşınmazda bulunan yapının eksik yapım işleri tamamlanarak kiraya verildiğini, ihaleye katılma dışında davayla ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.01.2018 tarihli ve 2016/165 Esas, 2018/36 Karar sayılı kararı ile ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/9571 Esas sayılı dosyasında yapılan ilamsız takip neticesinde davacı adına olan taşınmazın ihale yoluyla davalıya satıldığı, takibin iptal edilmediği, ihalenin feshine ilişkin açılan davanın süre yönünden reddedildiği ve Yargıtay onamasından geçtiği, davalının dava konusu taşınmazı usulüne uygun olarak yapılan açık arttırma sonucu aldığı gerekçesiyle; davacı ... yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş, davacıların istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 19.11.2018 tarihli ve 2018/677 Esas, 2018/1529 Karar sayılı kararı ile Mahkemenin davayı yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirmediği, buna ilişkin delilleri toplayıp değerlendirme yapmadığı, tebligatların usulsüzlüğünün kesin olması ve usulsüzlüğü iddia edilen işlemlere ihale alıcısı davalının katkısının bulunması halinde oluşan sicilin yolsuzluğundan söz edilebileceği, ihalenin ayakta bulunması ya da feshi isteğinin reddedilmiş olmasının, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip dosyasında yapılan tebligatların ve ihalenin usulsüz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın usulsüz ihale neticesinde ihale alıcısı davalı ...’a satıldığını, kendisine tebligat yapılmadan ve haberi olmadan yapılan icra ihalesi ve satışını sonradan öğrendiğini, ihalenin feshi davasının süre yönünden reddedildiğini, ihale yapılan icra dosyasında herhangi bir borcu olmadığını, ispat amacıyla ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/254 Esas ve 2014/485 Karar sayılı istirdat davasını açtığını ve davayı kazandığını, istirdat davası dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, olayda dava dışı Şakir ... ile davalı ...'ın ortak hareket ederek yolsuz tescil işlemini gerçekleştirdiğini, munzam zarar iddiası ile aleyhine başlatılan takipte ödeme emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanının kendisine tebliğ edilmediğini, kararda tebligatların muhtara yapıldığını, bu sebeple usulune uygun olduğunun belirtildiğini, tebligatların Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesine uygun olmadığını, tebligat adresinde ikamet ettiğini, posta memurunun tebliğ sırasında konutta kimseyi bulamaması durumunda mümkünse en yakın komşuya ve apartman yöneticisine ve varsa apartman hizmetlisine danışması ve tebligatın muhatabın orada oturduğuna dair kesin bilgi alındıktan sonra beyanda bulunanın imzası alınıp tebligatın muhtara bırakılması gerektiğini, olayda yapılan tebliğ işlemlerinde tebligat parçasında beyanı alınan komşu veya üçüncü bir kişinin imzasının bulunmadığını, Mahkemenin istinaf kararının gereğini tam olarak yerine getirmediğini, Mahkeme kararının yeterli gerekçe içermediğini, Mahkemece alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davanın yolsuz tescil davası olduğunu, hesap bilirkişisinin aydınlatacağı herhangi bir konu bulunmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

2. Davalı katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ...'ın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafın istinaf itirazlarının yerinde olmadığını, yolsuz tescil şartlarının mevcut olmadığını, bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddi ile hükmün üçüncü bendinin düzeltilerek vekalet ücretinden davacıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilgili takip dosyası ve satışla ilgili talimat dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamından davaya konu satış ve ihale işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, davalı ihale alıcısının dahli olan hileli bir eylem bulunmadığı, satış dosyasındaki karar ve işlemler ile tescil işlemi arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, davacının yolsuz tescil iddiasını kanıtlayamadığı, davacılardan ...'ın ihale yoluyla davalı adına tescil edilen taşınmazın önceki maliki olmadığı, ilgili takipte borçlu sıfatı bulunmadığı, sadece taşınmazı kullanan olup davada aktif husumeti bulunmadığı, re'sen gözetilmesi gereken bu husus dikkate alınmaksızın bu yönden de davanın esastan reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf taleplerinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın davacı ... yönünden aktif husumete ilişkin dava şartı yokluğundan reddine, davacı ... yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar temyiz dilekçesinde özetle; tebligat yapılmadan, habersizce gerçekleştirilen ihalenin usulsüz olduğunu, ihalenin feshi davasının da süre nedeniyle reddedildiğini, borcu olmadığını ispatlamak için ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/254 Esas sayılı davasını açtığını ve kazandığını, bu dava dikkate alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, munzam zararın olmadığının Mahkeme kararı ile ispatlandığını, bu nedenle haksız yere başlatılan takip nedeniyle ihale yapılarak taşınmazın temlikinin usulsüz olduğunu, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tüm tebligatların geçersiz olduğunu, tebligat yapılan adreste ikamet ettiğini ancak tebligat anında konutta olunmadığını, bu durumda TK'nın 21/1. maddesinin uygulanması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararındaki kaldırma gerekçelerinin Mahkemece yerine getirilmediğini, adil yargılanma hakkına riayet edilmediğini, tebligatların muhtara yapıldığı gerekçesi eklenerek hüküm kurulduğunu, kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, iddianın tescilin yolsuzluğu olmasına rağmen dosyanın hesap bilirkişisine gönderildiğini, 2006/231 emlak dosyasında olan borcu ödediklerini ve dosyanın kapatıldığını, tanımadıkları ... isimli şahsın belediye sıfatıyla ödenmiş vergileri Rıhtım Vergi Dairesine sahte belge düzenleyerek usulsüz ihale ile bir kağıda kopyalayıp, resmi evrakta sahtecilik yapıp, resmi daireleri kullanıp gerçekte olmayan bir borçla kendilerini nitelikli dolandırıcılık fiili ile 12.000.000,00 TL zarara uğrattığını, Belediye tarafından yapılmış hiçbir işlem olmadığını, istirdat dosyasındaki dosya numaralarının sahte bir içeriğe sahip olduğunu, Rıhtım Vergi Dairesine sahte borçlandırma belgesininin Belediye tarafından düzenlenmediğini ve sahte olduğunu tespit ettirdiklerini, ...'ın hileli belge düzenleyerek kendilerini zarara uğrattığını ispat ettiklerini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024 üncü maddenin birinci fıkrasında; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024 üncü maddenin ikinci fıkrasında; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024 üncü maddenin üçüncü fıkrasında; ise “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, fazla yatırılan 230,80 TL temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.