"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun Esastan Reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 15876 ada 3 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan babasından gelen 107/333 pay ile mirasbırakan babaannesinden gelen 59/333 pay olmak üzere toplam 332/666 payının miras yoluyla maliki olduğunu, tapuda 70/666 pay maliki görünen davalının mirasbırakanı ... ..lı kişinin bu taşınmazla bir ilgisinin bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde sunduğu satış senetleriyle bu yeri mirasbırakanları babaannesi ve babasının dedesi tarafından babasının amcası olan ...'in eşi ... ve kızı ...'dan satın aldıklarını, taşınmazı nizasız ve fasılasız mirasbırakanları ve sonrasında kendisinin kullandığını ileri sürerek davalının mirasbırakanı adına kayıtlı 70/666 payın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., dava konusu taşınmazda kendisinin ve ailesinin payları bulunduğunu, taşınmazda 70/666 payının mevcut olduğunu, bu payın annesine ait olduğunu, davacının iddialarının tutarsız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı, savunma getirmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesindeki "kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmüne göre imar uygulaması ile oluşan 15876 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalının mirasbırakanı ... H.nin 70/666 payının geldisi olan taşınmazlardaki payların 19.03.1934 ile 19.07.1934 tarihinde tapuda kayıtlı olduğu, dava tarihi itibari ile 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını yineleyip, haklı ve ispatlanmış davanın reddine karar verilmesinin toplanan delillere hakkaniyete ve adalete aykırı olduğunu, tapuda 70/666 hissenin maliki görünen ...'nın bu taşınmaz ile ilgisinin olmadığını, dosyaya ibraz ettikleri 2 adet eski yazılı senet ve yeni yazıya çevrilen belgeler ile bu durumun sabit olduğunu ve davanın ispat edildiğini, davalı tarafın söz konusu taşınmazları vakfa hibe ettiklerini ve tapu ile ilgilerinin bulunmadığını ikrar ve kabul ettiklerini, bu ikrar ve kabulün davacı, davalı ve mahkemeyi bağlayıcı mahiyette olduğunu, davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin ve gerekçesinin bu davaya ve olaya uygun olmadığını, ilk derece mahkemesince yapılan usulü işlemler ile gerekçesinin çeliştiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı adına kayıtlı payın geldiği parselin 19/07/1934 tarihli kadastro işlemi ile tescil edildiği, kadastro tutanaklarının kesinleştiği 1934 yılı ile dava tarihi arasında, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı bulunan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, paya etki edecek şekilde imar uygulamasından kaynaklanan yolsuz tescil durumu olmadığından davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, kararda hukuka aykırı yön görülmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya, oluşa ve toplanan delillere, hakkaniyete ve adalete aykırı olduğunu, davanın ispat edildiğini, davalının kabul ve ikrarının ilk derece mahkemesince ve bölge adliye mahkemesi tarafından dikkate alınmadığını, bu husustaki istinaf itirazlarının da nazara alınmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun;
12. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
Geçici 4. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.''
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.