Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7425 E. 2022/8259 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MUT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile davanın reddine dair karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, kendilerine ait olduğu halde 2011 yılında yapılan kadastro çalışmasında davalı ...'e ait 101 ada 432 parselin içinde bırakılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile ifraz neticesinde belirlenen kısmın adlarına tapuya kayıt ve tescili ile 101 ada 431 parsel içerisine alınmasına karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazı önceki malikinden 1996 yılında iyiniyetli olarak satın aldığını, dava konusu yerde kadastro çalışmaları 1980 yılında tamamlanıp, tespit tutanakları kesinleştiğinden taşınmazın adına tescil edildiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2017/227 Esas, 2018/743 Karar sayılı kararıyla; iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının hak talep ettiği taşınmaz kısmının davalı adına kayıtlı parselden ayrılarak davacılar adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, dava konusu taşınmaza ilişkin tapulama çalışmalarının 11/05/1980 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin taşınmazı tespit ve tescil maliki olan ...'den 1996 yılında 6292 sayılı Kanun uyarınca satın aldığını, daha sonra Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan çalışmalar sonucu eski 13 no.lu parselin 432 parsel numarasını aldığını, davacının davasını süresi içinde kadastro mahkemesinde açmadığını, satışın niteliği gereği davacının bu davayı açamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 21.04.2021 tarihli ve 2019/2361 Esas, 2021/568 Karar sayılı kararıyla; davalı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde taşınmazın 6292 sayılı Yasa'ya göre davalı tarafından satın alındığını belirtmiş ise de dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan 2/B arazisi olmadığı, tesis kadastrosunda taşınmazların tarla vasfı ile senetsizden tespit ve tescil gördüğü, kadastro tespitinin 16/05/1980 tarihinde kesinleştiği, yapılan satışın 6292 sayılı Yasa ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, dava konusu yerde tespit kadastrosu sırasında Kadastro Kanunu'nın 22/a maddesinde belirtildiği şekilde sınırlandırma, ölçüm ve çizim hatalarından kaynaklanan ve zeminde fiili sınırı doğru göstermeyen bir hata neticesinde oluşan kayma söz konusu olduğunu, bu kaymanın sadece dava konusu taşınmazlarda değil taşınmazların bulunduğu bölgenin tamamında meydana geldiğini, davada yapılan keşif ve toplanan tüm deliller ışığında da Mahkemece kanuna uygun bir şekilde düzeltme yapılarak davanın kabulüne karar verildiğini, Mahkemenin usul ve yasaya uygun bu kararının kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, öyle ki, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi esas alınsa Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesinin hiçbir hükmünün kalmayacağını, hem yapılan 22/a çalışması sırasında hem de Mahkemece yapılan keşif esnasında davalının fiili sınırın doğruluğunu kabul edip ve bu yönde beyanda bulunduğunu, davalının kabul anlamına gelen bu beyanlarının da, Mahkemece dikkate alınmadığını, eksik ve yetersiz hukuki değerlendirme ile karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye kadastro tespit tutanağı 16.05.1980 tarihinde kesinleşmiş davanın ise 11.04.2017 tarihinde açılmış olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kesin olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.