"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin kararın, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...'ın 740 parsel (yeni 4214 ada 29 parsel) sayılı taşınmazını 02/08/1989 tarihinde satış göstermek suretiyle oğlu olan davalıya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın değerinin tespit edilerek davalıdan tahsiline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, 1985 yılında Yalova ilinde bulunan dava dışı taşınmazının bir kısım davacıların babası olan ... tarafından haksız bir icra takibiyle elinden alınması üzerine zararının giderilmesi için ... aleyhine dava açtığını, bu davanın kabul edildiğini, söz konusu karara ilişkin icra takibi başlatacakken, mirasbırakan annesinin; akrabalar arasında sorun yaşanmaması adına, kararı icraya koymamasını, karşılığında dava konusu taşınmazı icra alacağı düştükten sonra kendisine satmayı teklif ettiğini, annesini kırmamak adına kabul ettiğini, icra takibi yapmadığı gibi taşınmaz bedeli olarak annesine 5.000.000 ETL ödediğini, yani taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14/02/2019 tarihli ve 2016/461 E., 2019/161 K. sayılı kararıyla; muvazaanın varlığının ispat edilemediği, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında muvazaaya yönelik iddiaların netlik kazanmadığı, davalı tanıklarının taşınmazın devrine ilişkin verdikleri beyanlarının ise davalının savunmalarını destekler nitelikte olduğu, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, salt soyut tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu, davalının taşınmazı borca mahsuben almış olduğu iddiasının, satış işleminin gerçek olduğu izlenimini uyandırmak için üretilmiş bir senaryodan ibaret olduğunu, dava konusu taşınmazın kimsenin borcuna mahsuben verilmediğini, mirasbırakanın ölene kadar dava konusu taşınmazı kullandığını ve geçimini buradan sağladığını, tanık ...'ın ifadelerinin dava konusu ile alakası olmadığı için bu konuda belge ve beyanlar sunulmamışsa da gerek duyulması halinde bu konuya ilişkin de evraklar sunulabileceğini, davalının tanığının beyanlarının asılsız olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04/06/2021 tarihli ve 2019/634 E., 2021/918 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın mirasbırakan ... tarafından davalıya satış suretiyle temlikinin, torunları olan davacıların babaları ...'nın borcunun ödenerek aile içi huzursuzluğun engellenmesi, ayrıca davalı tarafından bedeli ödenen dava dışı başka bir taşınmazın da kardeşler tarafından paylaşılması gibi nedenlerle ve bir kısım bedel karşılığında yapıldığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ve Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddeleri uyarınca davacıların iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varıldığından mirasbırakanın temlikinin niteliğine göre tenkis koşullarının da bulunmadığı gözetilerek tenkis talebinin de reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, asıl ve birleştirilen davada davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafın cevap dilekçesinde Yalova Asliye Hukuk Mahkemesi 1989/11 E., Ve 1989/961 K. dosyasının delil olarak gösterilmediğini, tanıkların beyanlarında; davalı tarafın sorusu üzerine (tanıkların yönledirilmesi nedeniyle) Yalova Asliye Hukuk Mahkemesine ait alacak verecek meselesine değinmeye çalıştıklarını, temlikin muvazaalı olduğunu, davalının savunmasının gerçeği yansıtmadığını, belirterek istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (III.) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının; kararın (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davada davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40'ar TL bakiye onama harçlarının asıl davada davacılardan ve birleştirilen davada davacıdan alınmasına, 01/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.