"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı kardeşleri ...’i 4785 parsel sayılı taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapması için 07.05.1990 tarihinde vekil kıldıklarını, vekilin önce dava dışı ...’in de dava dışı ... ...’i vekil kıldığını, bu kişinin de miras hisselerini davalı kardeşleri ...’e 30.04.1991 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, vekil ...’in vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, 4785 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı 9, 19, 31, 63, 68, 72 ve 79 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline, ayrıca ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, davalıların dava konusu taşınmazdaki miras paylarının intikali, satışı ve taşınmazda kat irtifakı tesisi için davalı ...’i vekil tayin ettiklerini, ...’in de davacılara ait payların satışı için dava dışı ... ...’i tevkil ettiğini, ... tarafından da davacılara ait payların davalı ...’e bedeli karşılığı satıldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddiaların ispatlandığı gerekçesi ile tapu iptal-tescil ve ecrimisile karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesince, istinaf talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine ilişkin 26.12.2017 tarihli ek karar verilmiş, ek kararın davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, 9 nolu bağımsız bölüm maliki davalı ...’e yapılan bir temlik olmadığı kendi miras payına karşılık bağımsız bölüm maliki olduğu, davalı ... yönünden ise iddiaların ispatlandığı ancak kayıt maliki sıfatı ile taşınmazları kullandığı bu bakımdan ecrimisil talep edilemeyeceği gerekçeleri ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına; davalı ... yönünden davanın tümden reddine; davalı ... yönünden tapu iptal-tescil isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin ise reddine karar verilmiş, bu kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairece; “...Somut olayda, ilk derece mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararla ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmeden işin esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, öncelikle 26.12.2017 tarihli ek kararla ilgili inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıda anılan düzenlemeye aykırı olarak doğrudan işin esası ile ilgili karar verilmesi hatalıdır.'' gerekçesiyle bozulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, bozma ilamına uyularak, ilk derece mahkemesinin 02.11.2017 tarihli gerekçeli kararına yönelik davalılar vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2017 tarihli ek kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak; yeniden davalı ... yönünden davanın tümden reddine; davalı ... yönünden tapu iptal-tescil isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin ise reddine karar verilmiş, anılan kararın davacılar vekili ve davalı ... Göngören vekili tarafından temyizi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; davalı ... vekilince eksik temyiz harç ve masraflarının çıkarılan muhtıraya rağmen kesin süre içinde yatırılmadığı gerekçesiyle 14.07.2021 tarihli ek karar ile davalı ... vekilinin temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Asıl karar, davacılar vekili tarafından, ek karar davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-K A R A R-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de “miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK’nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki; davacılar, davalı ... adına kayıtlı 19, 31, 63, 68, 72 ve 79 nolu bağımsız bölümler ile davalı ... adına kayıtlı 9 nolu bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili ile yine davalı ... yönünden toplam 152.277,00 TL, davalı ... yönünden toplam 11.402,00 TL ecrimisilden miras paylarına isabet eden bedellerin ödenmesi isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.
Somut olayda, davacılar tapu iptali ve tescil ile ecrimisil taleplerini aynı dava dilekçesinde ileri sürmüştür. Davacıların talepleri yönünden objektif dava birleşmesi söz konusu olup bu durumda her talep (dava) birbirinden bağımsız olduğuna ve her bir talep (dava) hakkında ayrı hüküm kurulmuş bulunduğuna göre temyiz kesinlik sınırının dava değerlerinin toplama göre değil, her dava için ayrı ayrı ele alınması gerekir. Bununla birlikte eldeki davada davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan her bir davacının, her bir davalı yönünden dava edilen taşınmazdaki talep edilen miras payının dava tarihindeki değerinin, dava değeri olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Davalı ... adına kayıtlı 9 nolu bağımsız bölümün dava tarihindeki keşfen saptanan 50.000,00 TL değeri üzerinden her bir davacının talep ettiği 1/6 ‘şar miras payına karşılık gelen değer 8.333,33 TL ve davalı ... yönünden talep edilen toplam 11.402,00 TL ecrimisil bedelinden her bir davacının talep ettiği 1/6 ‘şar miras payına karşılık gelen değer 1.900,33 TL, davalı ... yönünden talep edilen toplam 152.277,00 TL ecrimisil bedelinden her bir davacının talep ettiği 1/6 ‘şar miras payına karşılık gelen değer 25.379,50 TL olup, anılan değerlerin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... vekiline 5.863,25 TL nispi temyiz karar harcını yatırması için muhtıra çıkarıldığı ve verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde muhtıra gereğinin yerine getirilmediği takdirde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağının ihtar edildiği,muhtıranın davalı ... vekiline tebliğ edilmesine rağmen kesin süre içinde belirtilen harcın yatırılmadığı gerekçesiyle davalı ...’in temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına dair 14.07.2021 tarihli ek karar verildiği, davalı ...’in ek kararı temyiz dilekçesinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 15.04.2019 tarihli 2018/260 Esas - 2019/627 Karar sayılı kararının kendisi tarafından nispi temyiz harcı yatırılmak suretiyle temyiz edildiğini ve Yargıtayca temyiz isteğinin kabul edildiğini,bu nedenle tekrar nispi temyiz harcı yatırılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüşse de, daha önce davalı ... tarafından hüküm temyiz edilirken, 2.104,60 TL nispi temyiz harcı yatırıldığı,temyiz isteğinin kabulü üzerine bu harcın iadesine karar verildiği, ancak davalı ... tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26.01.2021 tarihli 2020/1564 Esas - 2021/112 Karar sayılı hükmü temyiz edilirken yatırılması gereken nispi temyiz harcı miktarı 5.863,25 TL olup, davalı tarafından, hesaplanan 5.863,25 TL nispi temyiz harcından, daha önce yatırdığı 2.104,60 TL nispi temyiz harcının mahsubunun da talep edilmediği, kaldı ki mahsup talep edilse bile 3.758,65 TL nispi temyiz harcının eksik kalacağı açık olup, Bölge Adliye Mahkemesince yazılı olduğu üzere kurulan ek kararın doğru olduğu anlaşıldığından, davalı ...‘in ek karara yönelik temyiz itirazının reddiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14.07.2021 tarihli ek kararının ONANMASINA, davacılar yönünden alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, davalı ... yönünden harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 08/12/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.