"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 04.07.2012
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarihli ve 2016/6636 Esas, 2019/3228 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 134 ada 178 ve 179 parsel sayılı taşınmazların yapılan kadastro çalışmasında ham toprak vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak söz konusu taşınmazların 40-45 yılı aşkın süredir davacıların zilyetliği ve tasarrufu altında bulunduğunu, bu hususun yapılacak keşifte ve tanık beyanlarında ortaya çıkacağını ileri sürerek,, 134 ada 178 ve 179 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına eşit hisse oranında tesciline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında 134 ada 178 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilerek 134 ada 192,193 ve 194 nolu parsellere bölündüğü, 134 ada 193 ve 194 nolu parsel sayılı taşınmazlar baraj gölü olarak belirlenmiş , 134 ada 192 parsel sayılı taşınmaz ham toprak vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş, 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava ise tefrik edilerek Mahkemenin bir başka esasına kaydedilmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; iddia edildiği gibi 20 yıl süreyle nizasız ve fazılasız malik sıfatı ile zilyetllik koşullarının oluşmadığı, zilyetlikte ihlal ve kopukluk olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen yetkisizlik kararı üzerine yapılan yargılama sonunda, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemenin 20.10.2015 tarihli ve 2014/913 Esas, 2015/673 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ...'ın 13.03.2015 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen ve koordinatları belirtilen 10.779,21 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptaline, ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... ..., (A) harfi ile gösterilen ve koordinatları belirtilen 11.098,35 metrekarelik kısım ile aynı rapora ek krokide (B) harfi ile gösterilen ve koordinatları belirtilen 5.166,30 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile, ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tesciline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, çekişmeli 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarihli ve 2016/6636 Esas, 2019/3228 Karar sayılı kararıyla;Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ek krokide (A) ve (B) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde davacılar lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek bu bölümler yönünden davanın kabulüne; hüküm yerinde fazlaya ilişkin taleplerin reddine şeklinde açıkladığı dava konusu olan aynı rapora ek krokide (D) ve (E) harfi ile gösterilen bölümlerin imar-ihya edilmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, Mahkemece 18.11.2013 tarihinde yapılan keşfe katılan ziraatçı bilirkişi Yakup Akgül tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda, çekişmeli 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın (A), (B), (D) ve (E) harfi ile gösterilen bölümleri üzerinde uzun yıllardır tarım yapıldığı, tarım arazisi niteliğinde olduğunun belirtildiği, Mahkemece 27.02.2015 tarihli keşfe katılan ziraatçı bilirkişi Faik Tekin tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda ise aynı harflerle gösterilen (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin sınırlarının 20 yıldan fazla süredir belirgin olduğu, imar-ihya edildiği ve tarım arazisi oldukları; (D) ve (E) harfi ile gösterilen bölümlerinde ise imar-ihya yapılmadığının belirtildği, dosyada aynı taşınmaza yönelik, taşınmazın niteliği hususunda birbiri ile çelişen ziraatçı bilirkişi raporları bulunmasına rağmen Mahkemece bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünden yeni bir bilirkişi raporu alınmadığı, öte yandan, dava konusu 134 ada 179 parsel sayılı taşınmaz üzerinde de keşif yapıldığı halde, fen bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz bölümleri gösterilmediği gibi ziraat bilirkişi raporlarında da bu taşınmaz yönünden inceleme yapılmamış olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince davacıların aynı çalışma alanında belgesizden kesinleşen taşınmazların olup olmadığı yalnızca ilgili Tapu Müdürlüğünden sorulduğu, ayrıca taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı belirlemenin en iyi yolu hava fotoğrafları incelenmesi ise de bu yöntemden uygun bir biçimde yararlanılmayıp taşınmazın niteliğini belirlemede yetersiz olan 1972 tarihli hava fotoğrafının incelenmesi ile yetinildiği oysa sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilerek bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesinin mümkün bulunduğu, hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu huzuruyla dava konusu tüm taşınmaz bölümleri üzerinde yeniden keşif yapılması gerekip yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmesi; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınması; ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, önceki ziraatçı bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınması; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince davacıların aynı çalışma alanında belgesizden kesinleşen taşınmazların olup olmadığı Yazı İşleri Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden de sorulmak suretiyle, belgesiz kazanım miktarının belirlenmesi, gerekiyorsa davacılara seçimlik hakları tanınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; (A) ve (B) bölümleri yönünden kabul kararı verilen yüzölçümü miktarı ile hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda belirtilen yüzölçümü miktarlarının birbiriyle uyumlu olmadığı gibi (A) bölümü hakkında ifraz krokisi alınmaksızın ikiye bölünerek davacılar adına ayrı ayrı tesciline karar verilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının dahi isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ve 2019/639 Esas , 2021/229 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporlarında C, D, E harfleriyle gösterilen taşınmazlar ve 134 ada 197 parsel (eski 179) sayılı taşınmaz yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği, bilirkişi raporlarında A ve B harfleriyle gösterilen kısımlar yönünden ise davacılar tarafından aralıksız olarak 20 yılı aşkın süredir ekonomik zilyetliğin devam ettirildiğinin hava fotoğrafları, ziraat bilirkişi raporu, orman bilirkişi raporu ve mahalli bilirkişi beyanları ile sabit olduğu, Yasa'nın aradığı taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ili,Merkez ilçesi,... köyü,134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisi...’in 31.05.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde A1 harfiyle gösterilen 10.778,80 m² lik kısmın taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı ....adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın A1 harfiyle gösterilen kısmının taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmın aynı ada aynı parsel numarası ile aynı vasıfla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; ... ili,Merkez ilçesi,... köyü, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisi...’in 31.05.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde A2 (3986,91 m²) ve A3 (7430,99 m²) harfleriyle gösterilen toplam 11.417,91 m² lik kısmın taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın A2 ve A3 harfleriyle gösterilen kısımların taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmın aynı ada aynı parsel numarası ile aynı vasıfla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisi...’in 31.05.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde B harfiyle gösterilen 10.332,60 m² lik kısmın taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın B harfiyle gösterilen kısmının taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmın aynı ada aynı parsel numarası ile aynı vasıfla davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiğini, davada TMK 713 maddesinde belirtilen olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı koşullarının gerçekleşmediği kanaatinde olduklarını,dava dilekçesinde tescili talep edilen yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orman niteliğinde ve Hazine'ye ait yerlerden olduğunu, Mahkemec eksik inceleme ile karar verildiğini, işbu davada zilyetlik unsurları, ekonomik zilyetlik ile imar ihya şartlarının oluşmadığını, bilirkişi raporlarının soyut ve hüküm kurmaya yetersiz hazırlandığını, bu raporlara ve objektif beyanlarda bulunmayan mahalli bilirkişilerin ifadelerine dayalı hüküm tesisinin doğru olmadığını ileri sürerek,kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”
3.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Ancak, somut olayda; davanın kabulü doğru ise de hükmün kuruluş şekli hatalıdır. Mahkemece sadece dava konusu taşınmazın çekişmeli olup kabulüne karar verilen kısımlarının ifrazı ile tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısımlarının ise Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde dava konusu edilmeyen kısımlar yönünden de yeniden tescil mahiyetine gelecek biçimde iptal ve tescil kararı verilmesi doğru değildir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı Hazine vekilinin işin esasına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda değinilen yön itibariyle kabulü ile Mahkeme kararının hüküm kısmının 1 numaralı fıkrasının;
a bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine ''Fen bilirkişisi...'in 31.05.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde A1 harfiyle gösterilen 10.778,80 m²'lik kısmın ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü ,34 ada 192 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı ....adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın A1 harfiyle gösterilen kısmının taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmın davalı Hazine üzerinde bırakılmasına,'' ifadesinin yazılmasına;
b bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine ''Fen bilirkişisi...’in 31.05.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde A2 (3986,91 m²) ve A3 (7430,99 m²) harfleriyle gösterilen toplam 11.417,91 m²' lik kısmın ... ili,Merkez ilçesi, ... köyü, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın A2 ve A3 harfleriyle gösterilen kısımlarının taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmının davalı Hazine üzerinde bırakılmasına, '' ifadesinin yazılmasına;
c bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine '' Fen bilirkişisi...'in 31.05.2021 havale tarihli rapor ve krokisinde B harfiyle gösterilen 10.332,60 m²'lik kısmın ... ili,Merkez ilçesi,... köyü, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile son parsel numarası verilmek üzere davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 192 parsel sayılı taşınmazın B harfiyle gösterilen kısmının taşınmazdan ifrazı neticesinde geriye kalan kısmının davalı Hazine üzerinde bırakılmasına,'' ifadesinin yazılmasına ve kararın bu hali ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.