"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali - tescil davasında Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 08/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ..., davacı ... ... vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacılar ... v.d. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ... ...’nın 49 parsel sayılı taşınmazdaki 252/11400 payını ara malik kullanmak suretiyle, 80/11400 payını ise doğrudan mirastan mal kaçırma amacıyla davalı eşine satış suretiyle devrettiğini, temlik tarihi itibariyla mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü olmadığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında davacı ... davasından feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket etmediğini ve taşınmazı bedel karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/10/2017 tarihli ve 2012/699 E. 2017/478 K. sayılı kararıyla; davacı ... yönünden feragat nedeniyle, diğer davacılar yönünden ise muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ... ve ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf nedenleri
2.1. Davacı ... vekili, dosyaya ibraz etmiş oldukları fotoğraflar ile dinlenen tanıklarının, özellikle tanık ...'in beyanı ile murisin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğinin sabit olduğunu, muris ile davalının 2003 yılında evlenmesine rağmen uzun yıllar evlilik dışı birlikte yaşadıklarını, musirin tapuda davalıya devir ve temlik ettiği taşınmazdan ölene kadar istifade ettiğini, murisin birlikte yaşadığı ve daha sonra evlendiği davalıya ölene kadar oturduğu evi satmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığını, murisin üzerine kayıtlı bulunan taşınmazı 1999 yılında davalıya devir ve temlik ettiğinde muris ile davalının evli olmadıkları göz önüne alındığında murisin vefatı halinde henüz evli olmadığı için mirasçısı olmayacağını düşündüğü davalıya evini devir etmek sureti ile mirasçılarından dava konusu taşınmazı kaçırmak sureti ile davalıyı güvence altına almak isteğinin ortaya çıkmakta olduğunu, murisin sadece kendi dairesini davalıya temlik etmekle kalmamış, oturduğu binada biri giriş katta, diğeri çatı katında olmak üzere başkasına ait iki daireyi daha bedelini ödeyerek tapuda davalı adına satın aldığını, dosya kapsamında muris muvazaasının sabit olduğu halde Mahkemece aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığını, ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davacı ... vekili, davalı ile murisin devir tarihinden önce birlikte yaşadığına dair delilin bizzat davalı tarafından dosyaya sunulmuş olduğunu, davalı tarafın davada bizzat kendisinin dayandığı resmi kayıtların kendisini bağlayacağını, murisin çok fazla sayıda malının olması veya davalının ekonomik durumunun iyi olmasının muvazaa olgusuna bir etkisinin olmadığını, davalının her iki devir sırasında yaptığını iddia ettiği ödemeleri ispat edememiş olduğunu, Yerel Mahkemenin muvazaa olgusunu ele alırken yaptığı hatanın farklı tarihlerde gerçekleşen iki hisse devrini aynı şekilde ele almasının olduğunu, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.3. Birleştirilen dosya davacısı ... Banu ... vekili, mahkemenin mirasbırakan ile davalı arasındaki birlikte yaşama olgusuna hiç değinmediğini, dosyaya sunulan emekli sandığı evrakında ve tanık ifadelerinde birlikte yaşama olgusunun kanıtlandığını, davalı ile mirasbırakanın evlendiğini, evlenme ile birinci derece yakın haline geldiklerini, davalı ile mirasbırakan arasında ev satışı olduğuna dair bir banka havalesi ya da herhangi bir resmi evrakın bulunmadığını, sadece mirasbırakanın maddi durumu iyidir diye muvazaa yoktur kanısına varılamayacağını ileri sürerek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07/03/2018 tarihli ve 2018/192 E., 2018/267 K. sayılı kararıyla; davacı ..., ... ve ...’ın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden, mirasbırakan tarafından davalıya doğrudan yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı olduğu ancak ara malike devredilen payın mirasbırakanın bu kişi ile aralarındaki müteahhitlik işlerindeki ortaklık ilişkisi gereği olduğu, anılan paya yönelik iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 49 parsel sayılı taşınmazdaki 80/11400 payın davacı ..., ... ve ...’ın miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Dairece “Somut olaya gelince; dinlenen tanık beyanları, temlik harici terekenin miktarı ve niteliği, taşınmazın devir tarihi ile mirasbırakan ve davalı ...’ün evlenme tarihleri gözetildiğinde mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini gösterir somut bir olgu ortaya konulamamıştır. Bu durumda davacı tarafça muvazaa iddiasının usulüne uygun şekilde ispatlandığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davacı ... yönünden feragat nedeniyle, diğer davacılar açısından ise HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri gereğince ispatlanamayan davaların tümden reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek Gülay dışındaki davacılar yönünden mirasbırakan tarafından temlik edilen 80/11400 paya ilişkin olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve 2021/530 E. 2021/1006 K. sayılı kararıyla; davacı ... yönünden feragat nedeniyle, diğer davacılar yönünden ise muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekilleri, davalının savunmasının aksine davalı ile mirasbırakanın devir tarihlerinden önce gayri resmi birliktelik yaşadığını ispatladıklarını, satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığını, bedeller arasında fahiş fark olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını, dava konusu taşınmazın terekenin önemli kısmını oluşturduğunu, mirasbırakanın ölene dek taşınmazda ikamet ettiğini, satışın muvazaalı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/6.2) paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere kararın (V/2.) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacılar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 08/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.