"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan ...'nun Maliye ile ilgili bir takım problemlerinin bulunması nedeniyle ... ada ... parsel (eski 40036 ada 3 parsel) sayılı taşınmazdaki payını iade edilmek üzere dava dışı ...'a devrettiğini, ...'ın, maliye ile olan problemlerini çözdükten sonra kendisine ait payı iade etmek üzere kardeşi olan davalı ...'ye aktardığını ancak davalı ...'in devre yanaşmadığını, taşınmazın bir kısım payını dava dışı ... isimli şahsa satış suretiyle temlik ettiğini, bakiye payı yönünden ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile ... 1. Noterliğinin 28.02.2012 tarih ve 5985 yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlediğini ileri sürerek mirasbırakandan intikal etmesi gereken payın tapu kaydının iptali ile adına tesciline ve sözleşmesinin feshine karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında dava konusu payın dava dışı şahıslara devredilmesi nedeniyle HMK'nın 125.maddesi gereğince talebini tazminata dönüştürmüştür.
Davalı, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ..., mirasbırakan ...’nin aldığı borcun teminatı olarak dava konusu taşınmazdaki payını kendisine devrettiğini, borç ödenince de tüm kardeşlerin bilgi ve talimatı ile anılan payları davalı ...’e devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, inançlı işlem iddiasının yazılı delille ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “...Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davanın inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı açıktır.Somut olaya gelince; iptal ve tescil davalarının taşınmazın kayıt maliki aleyhine açılması zorunludur. Nitekim, eldeki dava kayıt maliki davalı ... aleyhine açılmıştır.Ancak, davanın niteliği gereği taşınmazın son maliki bakımından iddianın incelenebilmesi için ilk el durumundaki dava dışı ... arasındaki hukuki ilişkinin inançlı işleme dayalı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğinde kuşku yoktur. Ne var ki, davacının çekişme konusu taşınmazı devrettiği ilk el durumundaki ... davada yer almamıştır.Hâl böyle olunca; mirasbırakan ...'ndan sonra ilk el durumundaki ...'ın davada yer almasının sağlanması, ondan sonra yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca mirasbırakan ile ... arasındaki temlikin inançlı işlem olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, taraflar arasında inanç ilişkisi var ise davalının inanç ilişkisini bilebilecek durumda olduğu gözetilerek, mirasbırakan tarafından temlik edilen paylar, ilgili davacının miras payı yönünden davanın kabulüne, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 59.625 TL bedelin davalı ...’den tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu,. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-K A R A R-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğiyle açılıp yargılama sırasında tazminata dönüştürülmüş olup, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 59.625,00 TL’nin davalı ...’den tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili, hükmedilen tazminat bedelinden davalı ile birlikte dahili davalının da sorumlu tutulması gerektiğini belirterek temyiz itirazlarında bulunmuştur.
Hemen belirtilmelidir ki, taşınmazı dahili davalı ...’dan temlik alan davalı ... yönünden tazminat isteği kabul edildiğine göre, taşınmazı inançlı temlik nedeni ile elinde bulunduran ve davalı ...’ye devreden dahili davalı ...’ın davalı ... ile birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdığı gözetilerek hükmedilen tazminat bedeli ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalı ... ile birlikte sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden;
1- Hükmün, 2. fıkrasındaki “davalı ...’den alınarak” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “davalı ... ve dahili davalı ...’dan alınarak davacı tarafa verilmesine “ ibaresinin yazılmasına,
2- Hükmün, 4.fıkrasındaki “bakiye 1.681,58 TL harcın, davalı ...’den alınarak, Hazineye irat kayıt edilmesine” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “bakiye 1.681,58 TL harcın davalı ... ve dahili davalı ...’dan alınarak hazineye irat kayıt edilmesine” ibaresinin yazılmasına,
3- Hükmün, 5.fıkrasındaki “belirtilen vekalet ücretinden davalı ...’nin sorumlu olduğu göz önünde tutularak” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “belirtilen vekalet ücretinden davalı ... ve dahili davalı ...’ın birlikte sorumlu olduğu göz önünde tutularak” ibaresinin yazılmasına,
4-Hükmün, 6.fıkrasındaki “ 1.670,00 TL harcın, davalı ...’den alınarak davacı tarafa verilmesine” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine "1.670,00 TL harcın davalı ... ve dahili davalı ...’dan alınarak davacı tarafa verilmesine " ibaresinin yazılmasına,
5- Hükmün, 7.fıkrasındaki “1.844,85 TL miktarının, davalı ...’den alınarak,davacı tarafa verilmesine” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “1.844,85 TL miktarının davalı ... ve dahili davalı ...’dan alınarak, davacı tarafa verilmesine “ ibaresinin yazılmasına,6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.