Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7602 E. 2023/1362 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca icareteynli taşınmazın mülkiyetinin vakfa tescil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İcareteynli taşınmazın 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra Hazine'ye geçmesine yasal olanak bulunmadığı ve taşınmazın aslının vakıf olduğunun tespit edilmesiyle Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi koşullarının gerçekleştiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, dava konusu 1284 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünde "mülk zemini mukataalı" şerhinin bulunduğunu ve ... Mescidi Vakfına mukataalı olduğunun belirlendiğini, taşınmazın 17.05.1930 tarihinde Halef Berberoğlu oğlu ... adına tescil edildiğini, daha sonra Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/329 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile 22.06.2011 tarihli ve 15690 yevmiye numaralı işlemle Hazine adına tescil edildiğini, Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesi gereğince taşınmazın vakfına dönmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile ... Mescidi Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmaz için kayyım tayin edildiğini, sonrasında da Mahkeme kararı ile taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, daha öncesinde Milli Emlak Müdürlüğü ile davacı arasında yazışma yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın aslının vakıf olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın Halef Berber oğlu ... (ölü) adına tescil edildiğini, Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/1469 Esas ve 2000/535 sayılı Kararı ile malik Halef Berber oğlu ...'nin tam hissesi için Hatay Defterdarının kayyım olarak tayin edildiğini, Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/329 E. - 2011/143 sayılı Kararı ile de taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiğini, Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından kayyım kararı veya iptali ile ilgili kurumlarının herhangi bir hukuki ilişkisi olmadığından idareleri açısından bir fark bulunmadığı, ancak parselin tavizli (vakıf şerhi) olduğu anlaşıldığından taviz bedeli yatırıldığında serbest tasarrufa bırakılabileceğinin bildirildiğini, vekalet ücretinin hesaplanmasında da yanlışlık yapıldığını, davacı idarenin, davayı açmakta hukuki yararının olmadığının açıkça ortada olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın icareteynli taşınmaz mallardan olduğu, 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi 24.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçmesine yasal olanağın kalmadığı, dava konusu taşınmazın nevinin ve aslının vakıf olduğu, 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, Hatay Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/1469 Esas, 2000/535 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz için Hatay Defterdarının kayyım olarak tayin edildiğini, Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/329 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile de Hazine adına tesciline karar verildiğini, Nazmiye Dubaz'ın açtığı davanın da reddine karar verildiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki kayyım kararının iptal edilip edilmemesi hususunda Vakıflar Bölge Müdürlüğüne görüşünün sorulduğunu, idarenin de cevabi yazısında kayyım kararı veya iptali ile ilgili Kurumlarının herhangi bir hukuk ilişkisi olmadığından idareleri açısından bir fark bulunmadığını, vakıf şerhi olduğu için taviz bedeli yatırıldığında serbest tasarrufa bırakılabileceğinin bildirildiğini, yazışma yapıldığı ve yasal sorumlulukları yerine getirdikleri için aleyhlerine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, iddia ve talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370. ve 371. maddeleri.

5737 sayılı Vakıflar Kanunu′nun 17. maddesi; “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmünü düzenlemiştir.

Yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen HMK'nın 326/1-2. maddesinde; “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükmüne yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,

08.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.