Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7631 E. 2023/941 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bağışlayanın hayatta olduğu sırada açılan bağışın iptali ve tenkisi davasında davacının dava ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, bağışlayan hayatta iken mirasçı sıfatını kazanmadığı ve dava konusu malvarlığı değeri üzerinde hak sahibi olmadığı, bu nedenle dava ehliyetinden yoksun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki bağış işleminin iptali, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ...'in İstanbul Anadolu 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 28.06.2019 tarihli kararıyla kısıtlanarak eşi ...’in vasi tayin edildiğini, davalı ...'nın davacı ...’nin annesi, diğer davalı ...'in ise kız kardeşi olduğunu, davacının felç geçirmesi ile doktorların yaşama ihtimalinin çok düşük olduğunu belirtmesinden sonra davalı annesinin 395 ada 10 parselde kayıtlı 7 nolu bağımsız bölümü kızı ... ...'ya bağışlayarak davacıların miras paylarının azaltılmasını amaçladığını, bağışlamanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ileri sürerek, bağışlamanın iptaline, gizli bağış yoluyla verilen parayla birlikte daireden mahfuz hissesine düşen payın davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davalı ...'nın adına kayıtlı taşınmazını istediği şekilde tasarruf etmesinde ve aynı şekilde satıştan elde ettiği para ile başka bir taşınmaz alarak onun üzerinde tasarruf etmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığını, bağış işlemini yapan kişi sağ olduğundan davacının davasını bu aşamada açmasına hukuken olanak bulunmadığını, bu durumun açıkça dava şartı olduğu gibi müteveffa davacının ya da mirasçılarının dava tarihi itibariyle hukuki yararlarının da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı bağışlayanın hala hayatta olması nedeniyle, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; asli taleplerinin bağışlamanın hakkın kötüye kullanılması gerekçesiyle iptali, fer'i taleplerinin ise muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olduğunu, ancak asli talepleri hakkında karar verilmeden fer'i talep üzerinden değerlendirme ile davanın reddedildiğini, bu değerlendirmenin HMK. m. 111/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının halen sağ olan annesi adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı bağış işlemi ile devredildiğini iddiasıyla açılan davada, tasarruf işlemlerini yapan ...'nın sağ olduğu, bu nedenle davacının henüz mirasçılık sıfatını kazanmadığı, dolayısıyla davacının dava konusu edilen malvarlığı değerleri üzerinde dava tarihi itibariyle henüz hak sahibi olmadığı, davacının dava açıldıktan sonra vefat ettiği ve davaya mirasçıları tarafından devam edildiği, bu durumda da davalının malvarlığı değerleri üzerinde dâhili davacıların hak sahibi olmalarının söz konusu olmadığı, davada tamamlanması mümkün bir dava şartından bahsedilmesine olanak bulunmadığı anlaşıldığından davacının ve ölümü ile mirasçısı dahili davacıların aktif dava ehliyetinin mevcut olmadığı ile davanın (asıl ve terditli talep yönünden), bu gerekçeyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, asli taleplerinin hakkın kötüye kullanılması, tali taleplerinin ise muvazaaya ilişkin olduğunu, ancak yargılamada muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı olarak incelemenin yapıldığını, dava konusu bağışın asli olarak hakkın kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak, tali olarak TBK. m. 19 uyarınca sağlar arası mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bağış işleminin iptaline dayalı olarak incelenmesini ve hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağış işleminin iptali ile mümkün olmaması halinde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava Şartları" başlıklı 114. maddesinin ilk fıkrasında; "(1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması."

Aynı Kanun'un 115. maddesinin 2. fıkrasında; "Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.