"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul - Kısmen kabul kısmen ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden hüküm ortadan kaldırılarak yeniden davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 1263 ada 33 parsel sayılı ... Vakfından icareli arsa vasıflı taşınmazın 1/3 payı ... ... , 1/3 payı ... ... , 1/3 payı ise ... ... adına 31 Mart 295 tarihli temessük kaydı ile kayıtlı iken, adı geçenlerin gaip olmaları sebebiyle İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini, Şişli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1271 Esas,2005/48 Karar sayılı ilamı ile gaip kişiler adlarına kayıtlı payların tapu kayıtlarının iptali ile davalı Hazine adına tesciline karar verildiğini, ne var ki çekişmeli taşınmazın aslının vakıf olduğunu ve vakfına dönmesi gerektiğini ileri sürerek, 5737 sayılı Kanun'un 17. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile ... Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, Şişli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1271 Esas 2005/48 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu taşınmazın, ilgisi olan şahısların davalarının reddedilmesi ve başkaca hak sahibi olabilecek herhangi bir şahsın bulunmaması üzerine Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca taşınmazın Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, ... Vakfının sahih vakıf olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.10.2020 tarihli ve 2019/233 E. , 2020/219 K. sayılı kararıyla; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. madde koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile iptal tescile karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti ve yargılama masrafları yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı vekili istinaf itirazlarında özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu,vakfın niteliğinin ve taşınmazın vakıf taşınmazı olup olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, taşınmazın tapu kaydında vakıf şerhinin bulunmasının tek başına taşınmazın Vakıf idaresi adına tescili için yeterli olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 08/06/2021 tarihli 2021/103 Esas - 2021/921 Karar sayılı kararıyla;dava konusu 1263 ada, 33 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın, tamamının 20/06/2005 tarihinde Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, tapu kaydında ve kadastro tutanağında taşınmazın ... Vakfından mukataalı şerhinin bulunduğu, Dairece aynı vakfa ait taşınmazlarla ilgili benzer dosyaların incelemesi yapıldığından ... Vakfının vakfiye örneği ile yine benzer bir dosyaya Vakıflar Genel Müdürlüğünce gönderilen ve ... Vakfının kurulduğu dönemin mevzuatına uygun teşekkül etmiş sahih bir vakıf olduğuna dair yazı cevabının dosya içinde bulunduğu, bu itibarla ... Vakfının sahih bir vakıf olduğu, dava konusu taşınmazın vakfiye sınırları içinde kaldığı, taşınmazın bulunduğu Şişli ilçesinin kadim yerleşim yerlerinden olduğu ve taşınmazın vakıf mukataalı mülk taşınmaz olduğu, dolayısıyla taşınmazın malikinin vakıf olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı, taşınmazın öncesinin vakıf malı olduğu, taşınmazın 2888 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 24.09.1983 tarihinden sonra Maliye Hazinesi adına tescil edildiği, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü karşısında 22.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların mülkiyetinin mahlulen vakfına rücu etmesi gerektiği, aslı vakıf olan dava konusu taşınmazın mutasarrıfı olmadığı bu nedenle Hazine adına tescil edildiği dikkate alındığında 5737 sayılı yasanın 17. maddesinin şartlarının gerçekleştiği, taşınmazın vakfı adına tescili için aranan başkaca bir koşula yasal düzenlemede yer verilmediği, Mahkemece yasal ve yeterli gerekçe dayalı davanın kabulüne karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, ancak somut uyuşmazlıkta Hazine tapu maliki olduğundan yasal hasım olmasının söz konusu olmadığı,davanın kabulüne karar verilmiş olduğundan harçlandırılan dava değeri üzerinden davacı vekili lehine nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu olması gerekirken, Hazinenin yasal hasım olduğundan bahisle nisbi vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden hüküm ortadan kaldırılarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, hükmün sadece davacı tarafça yargılama giderlerinden sorumluluk yönünden istinaf edildiğini, davalı tarafın hükmü istinaf etmediğini, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf taleplerinin haklı görüldüğünü, hükmün kaldırılarak, yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulduğunu ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, yapılan tüm bu işlemlerin hukuka uygun olduğunu, ancak, Bölge Adliye Mahkemesince, hüküm kaldırıldıktan sonra kayıt maliki Bilas yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, anılan yönden kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 5737 sayılı Vakıflar Yasasının 17. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediğini, vakfın niteliğinin araştırılmadığını, hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olup hüküm kurmaya yeterli olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 26848/3483648 pay sahibi Bilas yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.”,
2.Yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 326/1-2 maddesine göre de “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükmüne yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./C.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,
15.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.