"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR :Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, gaiplik davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile harç yönünden hüküm ortadan kaldırılarak yeniden davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... İdaresi; ... ... Ağa Vakfından icareli 2691 ada 39 parsel sayılı taşınmazın Muhdediye ... adına kayıtlı olduğunu, adı geçen kayıt malikine ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1024 E., 2007/555 K. sayılı kararı ile İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığını, 10 yıllık idare süresinin geçtiğini, 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca taşınmazın vakıf adına tescilinin gerektiğini ileri sürerek, anılan kişinin gaipliğine, tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Kayyım vekili, vakfın geçerliliğini koruyup korumadığının, amacının zail olup olmadığının, mutasarrıfın mirasçılarının sağ olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. madde koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile gaiplik ve iptal tescile karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu, ... ... Ağa Vakfı’nın nevi itibariyle gayri sahih vakıf olup, bu tür vakıfların Vakıflar Kanunu’nun 29. maddesine bağlı olarak mülkiyetin mahlülen vakfına rücu etmeyeceğini, bu tür taşınmazların Hazineye intikal etmesi gerektiğini, davanın tapu kayıt malikine yöneltilmesi gerektiğini, vakfın türünün davacı ... idaresince belirlenmesinin doğru olmadığını, taşınmazın vakfiyesine göre tespit edilen gayeye göre kullanılıp kullanılmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, vakfiyenin terkin edilip edilmediğinin de araştırılmadığını, kayyımın yasal hasım olması nedeniyle davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmaması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 17/05/2021 tarihli ve 2020/438 Esas, 2021/726 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 2961 ada 39 parsel sayılı 26,95 m² alanlı taşınmazın ... kızı muhtediye ... adına 07/10/1959 tarihli, kadastro edinme sebebi ile kayıtlı olduğu, tapu kaydı dayanağı belgelerde taşınmazın ... Vakfından icareli olduğunun belirtildiği, ... kızı muhtediye ...'nin gaip olması nedeniyle ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1024 Esas, 2007/555 Karar sayılı kararıyla 3561 sayılı Yasa gereğince İstanbul Defterdarının kayyım olarak tayin edildiği, dava dilekçesini içeren ilan metninin iki kez Türkiye genelinde yayın yapan gazetelerde yayınlanmış olmasına rağmen, kayıt malikleriyle ilgili herhangi bir başvurunun yapılmadığı, bilgi verilmediği, gaiplerle ilgili yapılan araştırmada resmi kayıtların bulunmadığı, şahısları tanıyan bilen kimseye rastlanmadığı, vakfiyenin dosya kapsamında yer aldığı, mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin 124.500,00 TL olarak belirlendiği ve harç ikmalinin yaptırıldığı, davaya konu taşınmazın icareteynli taşınmazlardan olup mutasarrıfın veya mirasçılarının tespit edilemediği, 5737 sayılı Vakıflar Yasa'nın 17. maddesinde aranan koşulların oluştuğu gözetilerek ... kızı muhtediye ...'nin gaipliğine, adına kayıtlı taşınmazın iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ancak; davalı kayyımın gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığı ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davada davalı olarak yer aldığı, Hazineyi temsilen hareket etmediği gözetildiğinde yargılama giderleri yanında harçtan da davalı kayyımın sorumlu tutulması gerekirken yukarıda belirtildiği üzere davalı kayyımın harçtan muaf olduğu belirtilerek aleyhine harca hükmedilmemesinin hatalı olduğu, harç kamu düzenine ilişkin olup HMK'nın 355. maddesi uyarınca resen gözetilmesi gerektiği, davalı kayyımın istinaf sebeplerinde haklı olmamakla birlikte yargı harcı kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile harç yönünden hüküm ortadan kaldırılarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gaiplik ve Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5737 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.”,
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 32. maddesinde, “Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.”,
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 33. maddesinde, "Gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilânla çağırır.",
4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 35. maddesinde, “İlândan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.” hükümlerine yer verilmiştir.
5. Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2017 tarihli ve 2017/1-1201 E., 716 K. sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle, 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan Defterdar; burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumaktadır. Taşıdığı kayyımlık sıfatı ile 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olmadığı açıktır. 3561 sayılı Kanun'un 2/son maddesinde “Kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır” hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edeninin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV/C.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 6.378,45 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
15/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.