"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel ve tenkis davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin olarak verilen kararın davalılar ..., ..., ... ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1 maddesi uyarınca istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davalılar ... vekilince temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları...’nin 1170, 1185, 1186, 1173, 1181, 1182, 1183 ve 1184 parsel sayılı taşınmazlarını birlikte yaşadığı davalı ...’ye devrettiği, onun da 1173, 1181, 1882 ve 1883 ve 1184 parsel sayılı taşınmazları davalılar ... ve ... ...’e satış suretiyle devrettiği 3426 ada 258 parsel sayılı taşınmazın torunları ...’a 1/2’şer paylı olarak, 249 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davalı torunları ... ... ile ...’a 1/2’şer paylı olarak, 249 ada 35 parsel sayılı taşınmazın oğulları ...’e 1/10, ... ve ...’a 7/20 paylı olarak devrettiği, ...’ın 7/20 payının ...’ye, ondan tekrar ...’a, ondan davacı ...’e ve en son ...’ın eşi ...’ye devredildiği, 352 ve 1112 parsel sayılı taşınmazları çocukları ..., ..., ... ve ...’a 1/4’er paylı olarak, devrettiği ...’ın da daha sonra ¼ payı ...’ye devrettiği, 2132 parsel sayılı taşınmazın ... ve ...’a devredildiği, ...’ın da 3/8 payını ...’ye devrettiği, 128 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarını ise davalı oğlu ...’a devrettiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemişler, aşamada 1170,1173,1185 ve 1186 parsel sayılı taşınmazların dava açıldıktan üç gün sonra dava dışı üçüncü kişilere temlik edilmesi nedeniyle bu taşınmazlar yönünden taleplerini bedele hasretmişlerdir.
II. CEVAP
1.1. Davalılar ... ve ..., çekişme konusu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle iktisap ettiklerini, muvazaa olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
1.2. Davalılar ... ve ... ..., dava konusu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle ...’den satın aldıklarını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
1.3. Diğer davalılar da aşamada alınan beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12/03/2018 tarihli ve 2016/8 E., 2018/149K., sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle 1181,1182,1183,1184, 128 ada 9 ve 10 parsel, 249 ada 35 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal tescil taleplerinin kabulüne, 1170,1173,1185 ve 1186 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise tazminat taleplerinin kabulü ile toplamda 106.236,48 TL’nin davalılar ... ve ...’den tahsiline, 3426 ada 258 parsel, 249 ada 23 parsel, 352,1112 ve 2132 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, tenkis talebinin ise tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davalılar ... vekili, Mahkemece davanın tenkis yönünden incelendiğini, delillerin bu yönde toplandığını, ancak tapu iptal ve tescile karar verildiğini, tenkis talebinin ise tefrik edildiğini, uzun yargılama safahatı ve davanın seyrinde katedilen tüm aşamalar yok sayılarak bu şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geldiğini, ayrıca Mahkemece ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu net bir şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
2.2. Davalı ..., 1173 parsel sayılı taşınmaz yönünden bedel isteği bakımından davacıların taleplerinin hangi gerekçeyle kabul edildiği açıklanmadan 29.681,21 TL’nin tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 1173 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödemek suretiyle iktisap ettiğini, dinlenen tanık beyanlarındaki açıklamaların bu hususu doğruladığını, bedeller arasındaki oransızlığın iddianın ispatı için yeterli olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
2.3. ... vekili, dava konusu taşınmazların takdiyatları incelendiğinde, kayıtlarında şüpheye mahal verecek bir unsurun tespit edilmediğini, çekişme konusu taşınmazların davalı ...’dan bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, davacıların iddiasını ispatlayamadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2018/1088 E., 2018/1956 K. sayılı kararıyla; davalılar ... yönünden yapılan değerlendirmede temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının ispatlandığı, iyi niyet iddiasında bulunan davalılar ... ... ve ... yönünden yapılan değerlendirmede ise olayın oluş şekli, taşınmazların birden fazla satış sonrası davalılara devredilmiş olması, mahkemenin takdiri ve mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırma çabası içerisinde olduğunun kabulünün dosya kapsamı itibariyle yerinde olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalılar ... vekili, temyiz dilekçesinde 128 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bir talep yok iken, Mahkemece bu taşınmazlar yönünden de kabul hükmü kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın 2011 yılında açıldığını, yargılama aşamasında tenkis yönünden bir kaç kez bilirkişi raporu alınmış olmasına rağmen, son celse tenkis talebi yönünden tefrik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece tanık beyanları baz alınmak suretiyle yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis ile bedel istemlerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
3.2.2. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.3. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.4. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1023. maddesinde aynen "Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" düzenlemesine yer verilmiş; aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür. Kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarihli ve l990/4 Esas l99l/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.2.) no.lu paragrafda belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince kararın (IV/3.) paragrafındaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalılar ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21.247,41 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 25/01/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.