"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TARİHİ : 13.08.2013
KARAR : Kısmen kabul Kısmen ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda bozma kararına uyularak, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 161 ada 56 parsel sayılı 18.234,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın harman vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiğini, adına kayıtlı olan 161 ada 52 parsel ile bir bütün olduğunu ve bu yere eklemeli zilyetlik ile malik olduğu halde, harman yeri olarak sınırlandırılmasının hatalı olduğunu söz konusu taşınmaz bölümünün adına kayıt ve tesciline, davalı ... adına kayıtlı olan 202 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile adına tespit ve tapuya tesciline davalı ... adına kayıtlı bulunan 161 ada 53 parsel sayılı taşınmazın aslen yol olmasına rağmen davalı adına tespit gördüğünü ileri sürerek bu yerin yol olarak terkin ve tesciline karar verilmesini istemiş, 202 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin isteminden vazgeçmiştir.
Asli müdahil ... 03/01/2020 havale tarihli dilekçesinde ;asli müdahil talebinin kabulünü 161 ada 56 parsel sayılı taşınmaz içerisinde 07/05/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide ' A, B, C ' harfleri ile kahverengi, mavi, yeşil renkleri ile boyalı toplam 1.758,99 m2 olan taşınmaz parçasının 56 no'lu parselden ifrazen ayrılması ile adına kayıtlı 161 ada 52 no ' lu parsele katılmak sureti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine ve diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Davalılar ... ve davalı ... duruşmada ki beyanlarında davayı kabul etmiş, davalı ... mirasçıları; ..., ... ve ... vasisi ..., ... beyan dilekçelerinde davayı kabul ettiğini bildirmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesi 22/12/2015 tarihli 2013/198 Esas, 2015/368 Karar numaralı kararıyla ,davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 161 ada 56 Parsel sayılı taşınmaz içinde 07/05/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide ''A + B + C'' harfleri ile kahverengi, mavi ve yeşil renkler ile boyalı toplamı 1758,99 m2 olan taşınmaz parçasının 56 Nolu parselden ifrazen ayrılması ile davacıya ait 161 ada 52 nolu parsele katılmak sureti ile tapuya kayıt ve tesciline,202 ada 4 parsel sayılı davalı ... adına açılan davanın reddine, 161 ada 53 Parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan 07/05/2014 tarihli fen raporuna ekli krokide '' D '' harfi ile gösterilen kırmızı taralı 52,27 m2'lik alanın tapu kaydının ifrazen iptali ile iptal edilen bu kısmın yol olarak terkinine ve ilgili tapu siciline işlenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2020 tarihli ve 2020/67 Esas, 2020/387 karar sayılı kararı ile; davacı tapuda kendisi adına kayıtlı olan 161 ada 52 parsel sayılı taşınmazı, davanın açıldığı tarih olan 13.08.2013 tarihinde 2558 yevmiye numaralı işlem ile dava dışı ...’e satarak mülkiyetini devrettiği, bitişiğindeki bölüm hakkında dava açmakta aktif dava ehliyeti ve hukuki yararı da bulunmadığı, davanın bu gerekçe ile usulden reddi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;mahkemenin bozmadan önceki kararında 161 ada 53 parsel içerisinde bulunan taşınmaz üzerinde bulunan yol güzergahı bu parsel maliklerinin vermiş olduğu dilekçeler doğrultusunda yol olarak terkinin kabul edildiği,161 ada 52 nolu parsel maliki ... asli müdahale talebinde bulunduğu ve bu talep kabul edilerek, yargılamaya devam olunduğu bozma ilamındaki hususların dışına çıkılmayarak, usuli kazanılmış haklar gözetildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacı ...'in açmış olduğu davanın usulden reddine,161 ada 56 Parsel sayılı taşınmaz içinde 07/05/2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide ''A + B + C'' harfleri ile kahverengi, mavi ve yeşil renkler ile boyalı toplamı 1758,99 m2 olan taşınmaz parçasının 56 Nolu parselden ifrazen ayrılması ile asli müdahile ait 161 ada 52 nolu parsele katılmak sureti ile tapuya kayıt ve tesciline,-202 ada 4 parsel sayılı davalı ... adına açılan davanın reddine, 161 ada 53 Parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan 07/05/2014 tarihli fen raporuna ekli krokide '' D '' harfi ile gösterilen kırmızı taralı 52,27 m2'lik alanın tapu kaydının ifrazen iptali ile iptal edilen bu kısmın yol olarak terkinine ve ilgili tapu siciline işlenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde;dava konusu taşınmazın kadimden beri köy harman yeri olduğu bu hususun yeterince araştırılmadığını, yapılan keşifte köy halkının harman yerini kullanıp kullanmadığı, ne amaçla kullanıldığı, harman yerinin sabit sınırlı olup olmadığı konularında ayrıntılı şekilde mahalli bilirkişilere sorulmadığını,asli müdahilin dava konusu taşınmaza zilyetliği bulunmadığı ve harman yerinin zilyetlikle kazanımı mümkün olmadığını,asli müdahilin yapılan kadastro çalışmalarında önce ve satın alınma tarihine kadar zilyetliğin olması mümkün olmadığını,dava konusu taşınmaz köy harman yerinin içinde kalıp harman yeriyle bütün olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi; “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:
A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişiliği, adlarına tespit olunur.
B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüz ölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.
Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler.
Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.
C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.
D) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabidir.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 161 ada 56 parsel sayılı 18.234,23 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz,harman yeri vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas aldığı ziraat bilirkişisinin 07/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda;kadastro fen bilirkişisinin çizmiş olduğu basit krokisinde A harfi ile göstermiş olduğu kısmın boşluk ve arsa olarak kullanıldığı, B ve C harfleri ile göstermiş olduğu kısımların ise makineli tarıma elverişli, 5. sınıf kuru tarım arazisi özellikleri taşıdığı, mera, orman ya da harman yeri benzeri yerlerin özellikleri taşımadığı, mera, orman ya da harman yeri olmadığı belirtilmiş,fen bilirkişisi 07/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacının hak iddia ettiği yerleri gezip gördüğünü, krokinin zemine uygulanması neticesinde bu yerlerin dava konusu parsel olan ve harman yeri olarak tescil gören 161 ada 56 parsel içerisinde kaldığını tespit ettiğini, buna göre ölçekli krokide 161 ada 56 parsel içerisinde kalan ve A harfi ile gösterilen yerde çalı çırpı ve odun kaplı yer olduğunu ve yüz ölçümünün ise 256,30 m2 olduğu ve krokide B harfi ile belirtilen yerin traktör ile sürülü nadasa olan yer olduğu ve yüz ölçümünün ise 796,11 m2 olduğu ve krokide C harfi ile gösterilen yer içerisinde badem ağaçlarının bulunduğu meyve bahçesi şeklinde olan yer olduğunu belirtmiştir.
Hükme esas alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Mahkemece öncelikle; kadastro çalışmasının yapıldığı 2008 tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilmeli, dava konusu taşınmazların başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi ve ziraat mühendisi ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup somut ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat mühendisi bilirkişiden, dava konusu taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu açıklayan, taşınmazın komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
29.05.2023 tarihinde dava değeri karar düzeltme sınırının altında olduğundan kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.